HAŞMET Babaoğlu dün İstanbul Boğazı' na yapılacak üçüncü köprünün kuzeydeki ormanları yok edeceğini yazıyordu.
Üçüncü köprü, ilk ikisi gibi kentin yerleşim biçimini etkileyecektir.
Çevre yolları civarında apartmanları, dükkânları, atölyeleri, alışveriş merkezleri, benzin istasyonları, lokantalarıyla yeni semtler oluşacak.
Tamam, ekonomik canlanma açısından iyi. Ancak ciddi bir sorun var.
29 Mart 2009 yerel seçimleri yaklaşırken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a atv'de sormuştum:
"Japon uzmanlarının araştırmasına göre böyle devam ederse 2020'de İstanbul'un nüfusu 23 milyona çıkacak. Bu konuda ne yapacaksınız?"
Kadir Topbaş, İstanbul'un nüfusunu 15-16 milyonda tutacaklarını söyledi. Ama bunun nasıl olacağını anlatmadı, tedbir alacaklarını belirtmekle yetindi.
Üçüncü köprü yapılacağına göre, belli ki tedbir alınmayacak. İnsanlar yeni yerleşim alanlarına doğru akacak. Durdurmak ne kelime, göç teşvik edilmiş olacak.
Bu öngörüye itiraz gelecektir: "Hayır, biz transit yol yapacağımız için çevrede yerleşim olmayacak."
İyi de o bugünün fikri. Yarın öbür gün başka bir iktidar transit yola giriş ve çıkışlar yapar; olur biter!
Özellikle taşımacılık açısından üçüncü köprü gerekebilir. Ancak yukarıda değindiğim soruna
yol açmadan bu iş nasıl yapılacak?