Bir yorumcu, "Devlet, vatandaşlarını güdülmesi gereken koyunlar olarak görmeye devam ettikçe, psikolojik savaş da gündelik hayatın bir gerçeği olarak kalmaya devam eder" diyor.
Buradaki 'koyunlar' benzetmesine katılmıyorum. Çünkü koyun sürüsü, çobanın kolayca güdebildiği bir kitledir.
Bizim toplum ise kolayca güdülmediği için psikolojik operasyonlara maruz kalıyor.
Emir ve tehditlere kulak asmayan kesimler, operasyonlarla yola sokulmaya çalışılıyor.
Bu noktada Batı'dan farklıyız:
1) Toplumsal sınıflarla içli dışlı olduğu ve denetlendiği için Batı'da devletin halkına karşı psikolojik operasyon yapması zordur.
Bizde ise 'bürokratik elit' o kadar özerktir ki bizatihi bir sınıf gibi davranır. Dolayısıyla da farklı kesimleri mücadelece edecek rakipler olarak görür.
2) Daha önemlisi: Operasyon yapanlar yakalandığında Batı'da ciddi ceza alır.
Bizde ise paçayı kurtarırlar. Örneğin Şemdin Sakık'ın ifadelerine yalan eklemeler yaparak bazı gazetecileri PKK işbirlikçisi gibi gösteren 28 Şubat darbecisi Org. Çevik Bir ve şürekası apaçık suç işlemelerine rağmen yargılanamadı.
3) En acıklısı: Batı'da sınıf ve zümrelerin çoğunluğu demokrasi ve hukuk devleti konusunda mutabıktır. Operasyoncu yakalandığında herkesi karşılarında bulur.
Bizde ise iyi eğitim görmüş, iyi para kazanan, kentli orta sınıflar demokrasi karşıtıdır ("Çoban ile profesörün oyu bir olmamalı.")
Hukuk devleti olmamızı da istemezler. ("Koskoca general nasıl yargılanır?")
Bu yüzden de kendilerine karşı yapılmadığı sürece psikolojik operasyona karşı değillerdir. Hatta tersine yapanlara destek verirler ("Ne yani irticaa karşı ordu pasif mi kalsın?")