Diğer yazıyı okuduktan sonra, "Ne yani, sivil hukukçu tarafsız ve nesnel olur da, askeri hukukçu olamaz mı" diyenler çıkacaktır.
Bu itirazı ancak meseleyi anlamak istemeyenler yapar.
Sorun elbette kişilerle ilgili değil.
Bir zamanlar Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) vardı. Bunların heyetinde askeri yargıçlar da bulunurdu.
Yolu DGM'ye düşmüş birçok kişi, askeri yargıçların (sivil yargıçlara kıyasla) daha adaletli, daha nesnel, hukuka ve insan haklarına daha saygılı kararlar verdiklerini söylemiştir.
Ancak emir-komuta zincirine bağlı bir muvazzaf bir hukukçu, konumu gereği, bağımsız ve tarafsız olamaz.
Askeri hukukçu, ne kadar bilgili ve iyi niyetli olursa olsun maalesef durum budur.
Üstlerinde üniforma bulunduğu sürece onlar birer 'ast'tır. Komuta altındadır.
Emir, demiri de keser, hukuku da!
Tam da askeri yargının yapısı böyle olduğu için, Eylem Planı'nı hazırlayanlar, silah bularak' tutuklayacakları kişileri, askeri mahkemede yargılamaktan' söz ediyorlardı.
Şimdi anlaştık mı?