Bugün belli bir konuyu uzunca bir biçimde ele almak yerine gelin daldan dala konalım:
* İstanbul Caz Festivali'nin açılış partisi Ortaköy'deki Esma Sultan Yalısı'nda yapıldı. Çeşitli gruplarla hep aynı konuyu konuştuk: Seçimlerde ne olacak. Siyaseti ve toplumu, tabiri caizse biraz uzaktan izleyen arkadaşlar, iktidar yıpranmasına karşı AKP oylarının düşmemesine bir türlü akıl erdiremiyor. Bence olay basit: AKP ikili bir strateji uyguluyor.
1) Ekonomi alanında; özelleştirmesiyle, yabancı sermayesiyle bir liberal parti gibi davranıyor...
2) Bu süreçte 'kaybeden' konumunda olan dar ve sabit gelirlilere karşı davranışı ise adeta bir sosyal demokrat parti gibi. Avrupa'daki sosyal demokratlar bu işte esas olarak devleti kullanır. AKP ise belediyeleri devreye sokuyor. Tabii sağlık ocaklarını ücretsiz yapmak gibi politikaları da var.
***
Vatan gazetesi AKP'nin niye yüzde 40 oya ulaşamayacağını uzun uzun hesaplar yaparak açıkladı. Bu işte bir gariplik var. Çünkü 2002 seçimlerinde yüzde 34.3 alan AKP, 2004'teki yerel seçimlerde (il genel meclisi) zaten yüzde 41.6'ya çıkmıştı.
Bu kez de aynı başarıyı yakalayabilirler mi? Bilmiyorum. CNN Türk'ün Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav kanalın internet sitesindeki yazısında, "Bence bu seçimin sonuçları 2004'ü andıracak" diyor. Bu iddia AKP için geçerli olabilir ama herhalde CHP yüzde 19'un çok daha üstünde oy alacaktır.
***
* Her fırsatta hükümeti yerden yere vuran bir gazete var. Tanıdığım bir şoför sürekli o gazeteyi okuyor. Geçenlerde kime oy vereceğini sordum. AKP'ye verecekmiş.
"İyi de senin takip ettiğin gazete her gün onları eleştiriyor" dedim. Meğer gazeteyi bulmaca sayfaları nedeniyle alıyormuş: "Diğerleri ya çok kolay oluyor ya da çok zor... Bu ise tam dişime göre... Müşteri beklerken çözüyorum abi" dedi.
* Anavatan'ın Başkanı Erkan Mumcu tatil yapmaya devam ediyormuş. İyi. Dönmesine de gerek yok zaten.
Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçiminde onu kullanarak Meclis'i kilitleyenlerin Mumcu'ya ihtiyaçları kalmadı. "Geçmişten ders çıkarmalıyız" denir ama pek az kişi bunu becerebiliyor. 28 Şubat döneminde, özellikle DYP milletvekillerinin nasıl oyuna getirildiğini Mumcu yakından takip etti. O zaman 34 yaşındaydı, şimdi 44 yaşında ve aynı tuzağa kendisi düştü.
Herkes lider ya da karar verici olamıyor. Galiba bazı insanların 'ikinci adam', 'sağ kol', 'as başkan' filan kalması hem onların hayrına, hem de çalıştıkları sektörün...
***
* Kural basit: İnsanların ne söylediğine değil, ne yaptığına bakacaksın. Mesela "Bileğimi kessen kanım sarı lacivert akar" diyen bazı F.Bahçe taraftarları, takımın ciddi cezalar almasına yol açmadı mı? Ağzından "Allah, Kuran, Peygamber' kelimelerini düşürmeyenler, halkı az mı kazıkladı?
Şimdi de başımıza 'vatanseverliği' kimseye bırakmayan dernekler çıktı. Adamlar şehit ailesini bile dolandırıyor. Organizasyonunda bunların da yer aldığı cumhuriyet mitinglerine katılanlar acaba şimdi ne düşünüyor? Meğer sadece darbe heveslilerinin değil, çetelerin de ardında yürümüş, onlarla birlikte bayrak sallamışlar. Anlatmaya çalıştık, uyardık, örnekler verdik ama dinlemediler. Ne kadar acıklı bir durum.
***
* F.Bahçe'nin adı geçmişken... G.Saraylı arkadaşlara diyorum ki: "Sizin kulüpteki bazı futbol beyinleri F.Bahçe'de olsa, biz her sene açık ara şampiyon olur, Avrupa'da da başarılı maçlar çıkarırız. Buna karşılık Aziz Yıldırım sizin başkanınız olsa, para içinde yüzersiniz. Ancak Aziz Başkan o beyinlerle çalışmaz!"