Defalarca yazdık: TV'deki şiddet görüntüleri (haberler, diziler, filmler), toplumda şiddete yol açmaz. Hatta tersi doğrudur! Vuran, kıran, çalan çırpan sokak çetelerinin elemanları daha az TV izler. Çünkü diğer gençlerin TV izlediği saatlerde, onlar sokakta kavga etmektedir.
Bu saptama bilgisayar oyunları için de geçerli. Şiddet içerikli bilgisayar oyunları da asla toplumdaki gerçek, somut, kanlı şiddete neden olmaz.
Orada da tersi doğrudur: Oyunun başında vakit geçiren genç, zaten sokağa çıkmaz. Saatlerini ekran başında harcaması; kavgadan, suçtan, uyuşturucudan uzak durması anlamına gelir.
( Ara notu: Tabii hayatını ekran başında geçiren gencin başka sorunları olur. Ama konumuz o değil.) Ben bu fikirleri burada dile getirdim. TV programlarında sosyoloji profesörü geçinenlerle bunları tartıştım. Tabii kimseyi ikna edemedim. Ellerinde hiçbir somut veri olmamasına rağmen, " Hayır efendim, şiddet görüntüleri, toplumdaki şiddete yol açar " diye adeta tepindiler. Önyargılarını değiştirmediler. Merak ediyorum: Acaba aşağıdaki haber biraz olsun tembel zihinlerini kımıldatabilir mi? İşte dünyaca ünlü The Economist dergisinin haberi: Illinois Üniversitesi'nden Dmitri Williams medyanın toplum üzerindeki etkisini araştırıyor. Vardığı sonuç: Bilgisayarvideo oyunları, ne kadar şiddet dolu olursa olsun, toplumdaki gerçek şiddete yol açmak ne kelime, tersine, şiddet içeren suçlarda azalmaya neden oluyor! Williams elbette bu saptamayı suç istatistikleriyle de destekliyor. Bilgisayarvideo oyunları pazarı genişlerken, bunları kullanan gençler arasındaki suç oranı da düşüyor.
Williams bir noktanın daha altını çiziyor: " Bilgisayarvideo oyunlarını şiddet üretiyor diye suçlamak aslında tutuculuğun da göstergesi. Eskiden rock müzik kötülenirdi, bugün oyunlar eleştiriliyor, yarın sıra hologramlara filan gelecek. " Bakalım cehaletlerini, bilgi diye topluma sunan bazı akademisyenler, The Economist'in dosyası hakkında ne diyecek? Aslında sorunun cevabı belli: Hiçbir şey demeyecekler çünkü okumayacaklar!