Şeref Oğuz anlatıyor: İnsanlar telefon çaldığında, önce irkiliyor, ardından hafif çaplı bir strese giriyorlarmış. Bu gerilimi gidermek için de hemen telefonu açıyorlarmış. ( Star, 25 Temmuz ) Bir Budist ise kendini ' tersten' şartlamış. Telefon zilini duyduğunda kıpırdamamaya başlamış. Sakinleşmeye, içe dönmeye, derin düşüncelere dalmaya çalışmış. Neden sonra telefonu açıyormuş.
Budist'in bu çabası hoşuma gitti. Çünkü telefon karşısında Pavlov'un şartlanmış köpeği gibi davranıyoruz. Önemli bir sohbeti dahi telefona kurban ediyoruz.
Halbuki: Kaçan göçen yok. Bırakın üç beş kere çalsın. Önce cümlenizi bitirin, karşınızdakinden izin alın, sonra da sakin sakin telefonu açın.