Son bir hafta içinde çok genç sanatçı arkadaşlarımdan üç ayrı telefon aldım. Bir müzayede firmasından davet almışlardı. Lakin davet mektubu kafalarını karıştırmıştı. Bana yol yordam soruyorlardı, "Bu normal mi?" diyerek. Şimdi hep beraber görelim neyin normal neyin anormal olduğunu...
Nişantaşı'nda eski eserler, özellikle tombaklar, hatlar, oryantalist resimler satmasıyla bilinen müzayede evinin, genç sanatçılara yolladığı davet mektubunun altındaki imza hiç de yabancı değil. Bu isim, Levent Çalıkoğlu'nun sergilerinde ortaya sanatçı olarak çıkmış, daha sonra küratörlüğe ve ardından birtakım özel galerilerin danışmanlığına terfi etmiş bir isim. Şimdi de anlaşılan, çağdaş sanata açılmak isteyen bu müzayede evinin danışmanlığını yapıyor. Mektup, genç sanatçılardan onlara gelen işler arasından seçim yapılacağını, düzenlenecek müzayedede satış olduğu takdirde her bir işten yüzde yirmi komisyon kesileceğini belirtiyor.
Buraya kadar her şey normal gibi. (Bana buraya kadarı bile normal görünmüyor ama...) Mektup, lakin şu sözlerle bitiyor: "Ayrıca sanatçılar kendi adlarına müzayedeye katılamayacaklardır. Örneğin, bir arkadaşı o sanatçının yerine eseri müzayedeye koymuş olacak, dolayısıyla kim eseri müzayedeye koyduysa para o kişinin hesabına yatırılacak."
Meşru olmayan bir satış, nasıl meşru hale getirilir? En sıcak ve en güzel duygudur arkadaş yoluyla elbette. İşte çağdaş sanat tarihinde görülmemiş uyanıklık. Ne de olsa gençler açtır. Onların bira içecek paraya ihtiyaçları vardır. Birilerinin de onların sırtından para kazanmaya.
Yeter ki işi müzayedesine göre uyduralım. Genç sanatçılara yapılan bu teklif kanımca ahlaksız bir tekliftir. Çağdaş sanat sahnesinde, işi kılıfına uyduracak uyanıkların işi fena halde ele geçirmek istediğini gösteren...
Müzayede evlerine her zaman temkinli yaklaşıyordum. Daha taze bitmiş sergilerdeki işleri müzayede satışlarında görmenin uzun dönemde sanat üretimine ve yerleşik olmaya çalışan, işi ahlakıyla yapmaya çalışan bütün kurumlara zarar vereceğini düşünüyorum. Şimdi çok daha karamsarım. Sanatçıları bilemem ama arkadaşlarını uyarıyorum o yüzden; sanatçı dostlarınız adına müzayedeye filan katılmayın... Zaten oturmayan, yeni yeni sesini Avrupa'da duyurmaya başlayan sahnenin, sanatçıları hapır hupur yiyecek kurtlar sofrasına dönüşmesine vesile olmayın, arkadaşlar!