Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 2008 yılında Meryem Tahnal ve küçük kızı Melike Tahnal'ın kaybolması ile ilgili takipsizlik kararıyla kapatılan dosyanın tekrar açılmasıyla tutuklanan 6 kişilik Palu ailesi hakkında yargılandıkları mahkemece verilen karar bozuldu.
Olayla ilgili süren soruşturmada kayıp Meryem Tahnal'ın babası Harun Palu, annesi Havva Palu, ağabeyi İsa Palu, kardeşleri Fatih Palu ve Ayşe Palu polis tarafından gözaltına alınırken, Palu ailesinin eniştesi Tuncer Ustael ve eşi Emine Ustael ise yaşanan olayla ilgili İstanbul'da katıldıkları bir televizyon programında canlı yayındayken gözaltına alınmıştı.
24 Kasım'da Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kayıp Meryem Tahnal'ın öldürülmesiyle ilgili görülen dava sonrasında annesinden 1 yıl sonra kaybolan ve Sakarya'nın Ferizli İlçesinde öldürüldüğü iddia edilen Meryem Tahnal'ın kızı Melike Tahnal'ın öldürülmesiyle ilgili davanın devamı ise bugün Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Davaya başka suçtan tutuklu sanık Tuncer Ustael, başka suçtan tutuklu bulunan Tahnal'ın teyzesi Emine Ustael, anneannesi Hava ve teyzesi Ayşe Palu ise cezaevindeki Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken sanıklar ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da hazır bulundu.
Melike Tahnal'ın öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, Sanık Tuncer Ustael hakkında 'bilinçli taksirle öldürme' suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar, 'usulsüz ölü gömülmesi' suçundan ise 6 aya kadar hapis cezası isteniyor. Emine Ustael, Hava ve Ayşe Palu hakkında ise 'usulsüz ölü gömülmesi' suçundan 6 aya kadar hapsi talep ediliyor.
CİNLERİN BİZE MUSALLAT OLMALARINI ENGELLEMEK İÇİN KENDİSİ DAHİL HERKESE İSPİRTO İÇİRDİ
Hakkında usulsüz ölü gömme gerekçesiyle dava açılan Havva Palu duruşma sırası yaptığı savunmasında, "Bu duruma beni düşüren kardeşlerim Y.Ş. E.T. ile yeğenlerim E.T. ve E.T.'dir. Bizim üzerimize cinleri musallat ettiler. Bunun üzerine Tuncer Ustael bize yardım için yanımıza geldi. 2008 yılından sonra birlikte kalmaya başladık.
Kardeşlerim bize korku verdiler, "Sizi öldürürüz, bizim adamlarımız var" dediler. Tuncer'de bize, "Dua edin bunların yalanı ortaya çıksın" dedi ama biz dua edemedik. Cinlerin bize musallat olmalarını engellemek için kendisi dahil herkese ispirto içirdi. Melike ispirto içince başı döndü. Tuncer, Melike'nin öldüğünü söyledi.
Bunların olduğu sırada M.G.'nin evinde kalıyorduk. Tuncer Melike'yi aldı götürdü bilmiyorum Melike benim torunum onu ben gömmedim. Meryem'de kızım oda gitti. İkisinin de geleceğini düşünüyorum. Allah istedikten sonra ölü dirilir gelir. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
AÇLIKTAN SAĞLIKLI DÜŞÜNEMEZ OLDUM
Duruşma sırasında savunmasına devam eden Havva Palu, "Tuncer, evde kaldığımız sürede bizi ayrı odalara koydu birbirimizden haber alamdık ve bizi aç bıraktı. Açlıktan sağlıklı düşünemez oldum. Kocaeli'nde yaşarken bize cinlerin musallat olduğunu söyledi. Ben cinleri sivrisinek şeklinde gördü. Kur'an okuyup dua ediyorduk, duvarları kırdık ama cinlerin gelmesine engel olamadık evi terk ettik. Y.Ş.'nin ailesi bize çok eziyet etti. Hatta evimizi yakmaya çalıştılar, çarşaflı insanları vardı kalabalıklardı" diye konuştu.
EVİN BİRAZ UZAĞINA NEHİR KENARINDA BİR AĞACIN DİBİNE GÖMDÜK
Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan ve savunması alınan sanık Ayşe Palu, "Babam hariç hepimiz aynı evde yaşıyorduk. Tuncer, şifa bulmamız için kendi dahil hepimize ispirto içirdi. Ben Melike'nin içtiğini görmedim sonra Melike'nin yanına gittim ağzından köpük geliyordu. Öldüğünü anladık. Annem yıkadı daha sonra evin biraz uzağına nehir kenarında bir ağacın dibine gömdük.
Komşularımız bize cinlerin musallat olduğunu söylediler. Cinleri gördük, bazen kapılar kendiliğinden açılıp kapanıyordu bazen de cinler bize su atıyordu. Tuncer, ağacın dibini kazdı ve Melike'yi içine koydu. Gömdüğümüz yer mezarlık değildi. Sebebini bilmiyorum Tuncer bizi dövüyordu ve aç bırakıyordu. İstanbul'daki evinde kaldığımızda benim karnım şişti. Doktora götüreceğim diye beni bir araziye götürüp, bana tecavüz etti ve benim bun rızam yoktu" şeklinde konuştu.
ANNEM VE AYŞE'NİN İFADELERİ YALANDIR
Annesinin ve Ayşe Palu'nun yapmış oldukları savunmaları yalanlayan sanık Emine Ustael, "2006 yılında babam Meryem'in eşi Ahmet Tanhal'ı öldürdü. Biz o zamanlarda İstanbul'daydık. Babamın yakını Y.Ş. Emine Tanhal'ı, bizi ve annemi öldürmekle tehdit ediyordu. Biz de Tuncer ile anneme sahip çıktık. Annem ve Meryem bizim yanımızda kalmaya başladı. Meryem sürekli Tanhal'lar ile görüşüyor ve bizi onlara ispiyonluyordu. Baskıdan kurtulmak için Kocaeli'ne geldik ve arabada yaşamaya başladık. Y.Ş. bizi takip etti. bir gece Meryem arabadan indi ve gitti bir daha gelmedi. Sonra Ferizli ilçesi Kuzca köyünde yaşamaya başladık. Melike Tanhal'ı annemden istediler annem ve Ayşe'nin ifadeleri yalandır. Ben Melike'yi ölü görmedim Melike ölmedi. İspirto olmadı. Ayşe ve annem baskı altında yalan söylüyorlar. Ben görmedim ve suçlamaları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
BEN SANIKLARI TANIMAM
Ferizli ilçesinde ailenin kaldığı evin sahibi olan ve duruşmaya tanık olarak katılan M.G., "Ben sanıkları tanımam Ferizli ilçesinde bir evim var. Ben Sakarya merkezde oturuyorum. Kuzca köyünde kardeşim var. Beni aradı ve gariban insanların olduğunu, evinde oturup oturamayacaklarını sordu. Bende otursunlar dedim. Kira falanda almadım. Ne kadar oturduklarını bilmem" dedi.
Sanıkları ve avukatları dinleyen mahkeme heyeti, tanıkların dinlenilmesi için talimat yazılmasına, HTS kayıtları için bilirkişi raporu alınmasına, Ayşe Palu'nun tutuklu bulunduğu cezaevinden alınarak Melike'yi gömdüklerini ifade ettiği yere götürülerek araştırılma yapılması ve neticenin bildirilmesi için Ferizli Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasına, Ayşe ve Hava Palu'nun cezai ehliyetlerinin olup olmadığının araştırılması talebinin daha sonra değerlendirilmesine karar vererek davayı 25 Haziran'a erteledi.