Yargıtay, Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır'ın, bir öğretim üyesine psikolojik baskı (mobbing) uyguladığı gerekçesiyle 3 bin lira manevi tazminata çarptırılmasıyla ilgili cezayı onadı. Kamuda verilen ilk ceza olan bu karar, emsal teşkil edecek. KOÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Mustafa Çakır, kendisine ''psikolojik baskı'' uyguladığı gerekçesiyle KOÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Balkır hakkında 2009'da dava açtı. Kocaeli 4. Sulh Mahkemesi, Prof. Balkır'ı 14 Temmuz 2010 tarihinde 3 bin lira manevi tazminat cezasına çarptırdı. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 12 Mayıs 2011 tarihinde kararı oy birliğiyle onadı. Kesinleşmiş kararla birlikte, dekan Prof. Balkır öğretim üyesi Çakır'a 3 bin TL manevi tazminat ödeyecek. Danıştay 1. Dairesi de daha önce Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır'ın hem psikolojik baskı (mobbing), hem de koruyup kollama eylemlerinden ötürü ''görevini kötüye kullanmak'' suçundan ceza mahkemesinde yargılanmasına karar vermişti.
İÇTİHAT OLACAK
Mustafa Çakır'ın avukatı Murat Çakır, söz konusu kararın Türkiye'de bu tarz baskılara maruz kalan tüm mağdurlar açısından büyük önem teşkil ettiğini vurgulayan Çakır, ''Yargıtay'ın bu kararı ile hukukun üstünlüğü ve insan hakları konusunda otorite sayılabilecek konumda olan bir hukuk fakültesi dekanının dahi mobbing uygulayabileceği açıkça ortaya konmuştur. Yargıtay'ın vermiş olduğu bu karar yerel mahkemeler için içtihat oluşturmuştur. Bundan sonra benzer davalarda bu karar emsal teşkil edecektir'' dedi. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çakır ise "Yargıtay'ın yerel mahkemenin kararını onaması benim gibi mağdur olan insanlar için bir çıkış kapısı olmuştur" diye konuştu.
İşte öğretim görevlisinin 'mobbing' iddiaları
Yrd.
Doç. Dr. Mustafa Çakır mobbing iddialarını şöyle sıralamıştı:
Rektörlük seçimlerinden itibaren Prof. Balkır ve üniversite yönetiminin psikolojik baskısına maruz kaldım.
Odama girerek benden habersiz bilgisayarıma el konuldu.
Hereke Meslek Yüksekokulu'na sürgüne gönderdiler. Çalışma odamı boşalttılar.
Haftada 36 saat derse girerken bu bir saate kadar düşürüldü. Benimle görüşen arkadaşlarım baskılara maruz kaldı.
5 ay sonra fakülteye döndüm ama akademik çalışma yapmama izin verilmedi.
2008 yılında ise yurtdışındaki uluslararası bir konferansa konuşmacı olarak davet edilmesine rağmen buna izin verilmedi.