Senelerdir yeri geldikçe vurguladığım çok önemli bir konu var; o da bizim ülkemizde yaşanan ve dünyada benzeri olmayan bir büyük takımlar olayı. Bu takımların arkasında milyonlarca taraftar var. Medya gücü de onların arkasında. Ayrıca bu büyük takımların yöneticileri rekabetten aldıkları güçle (hakem hataları, büyük çoğunlukla lehlerine olsa dahi) MHK'ye ve hakemlere büyük baskı yapıyorlar. Bu baskıya medya, taraftar, teknik adam ve futbolcular da katılınca hakemler zihinsel olarak sağlıklı maç yönetemiyorlar. Sonuç olarak da güçlüler korunuyor, zayıflar ise eziliyor.
Bu olumsuz tablonun değişmesi için tek bir yol var. O da MHK'nin her şeyi göze alarak hakemlere kesin bir dille gözdağı vermesi gerekiyor. "Büyük takımları kollayan hakemlere en ağır cezaları vermek ve hakemlerin zihinlerine bunu monte ederek arkalarında durmak." Ama ne yazık ki bizim ülkemizde bunun tam tersi yapılıyor. Hakemler de genelde büyük takımlar lehine kararlar vererek hem kendilerinin hem de MHK'nin başını ağrıtmamayı tercih ediyorlar.

YALANCI DAMGASI YEDİ!
Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu'nun genelde büyük takımlar lehine verdikleri kararlar da MHK ve hakemleri olumsuz yönde etkiliyor. 2 hafta öncesine baktığımızda Emre'nin yaptıkları ortada... Direk kırmızı kart görüyor. 1 maç ceza veriliyor. Direk kırmızı kartta sadece bariz gol şansını engelemekten dolayı olduğunda 1 maç ceza verilir. Mustafa Pektemek de 1 maç erteleme alıyor. Biraz geriye gidersek en can yakıcı örneklerden biri de Halis Özkahya ve Meireles olayı. Tahkim Kurulu, FIFA kokartlı hakeme yalancı damgası vurdu. TFF dünyada başka benzeri olmayan bir uygulamaya karar verdi. MHK Başkanı'nın Salı günleri haftalık hakem kararlarıyla ilgili açıklama yapacağını duyduğumda şok oldum. Bu karar kaos ortamı yaratacaktı, öyle de oldu. Zekeriya Alp'in ilk açıklamaları "Hakemlere büyükleri kollamaya devam edin" mesajıydı. Bursa maçında Fenerbahçe cephesi sesini yükselttiğinden 8 cm. geriden çıkan oyuncuya ofsayt bayrağı kaldıran hakeme ceza verildi. Ama Beşiktaş- Kasımpaşa maçının seyrini değiştiren büyük hata gündeme gelmedi. Çünkü mağdur olan Kasımpaşa'ydı. Daha 12. dakikada sarı kartı olan Motta hakemin önünde tartışması dahi olmayan çok net ikinci sarı kartlık hareketi yaptı. Faul çalındı, kart yok. Aslında en ağır ceza bu hakeme verilmeliydi. Çünkü 'başıma iş açmayayım' diyerek kartı göstermeye cesaret edemedi. Ama MHK Özgür Yankaya'ya ceza yerine ödül vererek Gaziantep-Galatasaray maçına atadı. Özgür Yankaya'nın o maçtaki yaptıkları da ortada. İlker Meral mükemmel bir Erciyes-Beşiktaş maçı yönetti. İlker Meral Fenerbahçe maçında Emenike'ye yanında net penaltıyı vermedi diye hemen kızağa çekildi. Çünkü yaptığı hata büyük takım aleyhineydi.
Zekeriya Alp çok beğendiğim milli sol bekti. Ayrıca saha içi ve saha dışı beyefendiliğini de takdir ediyordum. Faal futbolculuk döneminden sonra tanıştık. Son derece kaliteli bir insan. Ben Zekariye Alp'in yerinde olsaydım, Beşiktaş-Kasımpaşa maçının federasyon tarafından tekrar edilmesi kararından sonra istifa edirdim. Çünkü FIFA ve UEFA normlarında bir maçta kural hatası olup olmadığı kararı hakem komitesine aittir.

BU STRES ZARARLI
Bugünkü aşamada medya ve yöneticiler tarafından Zekeriya Alp'e yapılan ağır eleştirilere üzülüyorum. Beşiktaş'ta son 100 yılın en iyi sol beki unvanını alana Zekeriya Alp'e Beşiktaş cephesi dahi tavır almış durumda. Son haftalarda hakem hataları genelinde Beşiktaş lehine olsa da. Zaten büyük takımlara yaranmak mümkün değil. Bugünkü tabloda Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe iç içe şampiyonluk mücadelesi yapıyorlar. Ağır eleştirilerin dozajı gittikçe artacak. Benden Zekeriya Alp'e bir dost tavsiyesi. Bu işi hemen bırak. Sürekli stres insan sağlığına zararlı.