Viyana'ya
son kez iki yıl önce tatil için gitmiştim. Soğuktu, burnumuzu dışarı çıkartamamıştık. Dolayısıyla şehri yaşayamamıştım. Ondan öncekiler de iş seyahatleri olduğu için kısaydı, koşuşturmacalıydı. Bu kez Avusturya Başkonsolosluğu Ticaret Ofisi'nin davetiyle Life Ball için Viyana'daydık. Dünyanın en yaşanılası şehri seçilen Viyana, dört günlük seyahat boyunca tam anlamıyla bir keşif oldu, kendini bize gösterdi, biz de onu gördük... Viyana Turizm Ofisi'nden medya yetkilisi Olivia Divjak ile kış aylarında İstanbul'da buluşmuştuk. Bu baloyu anlatmış, bizi orada görmek istediklerini söylemişti. "Tabii, seve seve gelirim" demiştim ama itiraf ediyorum, Life Ball'da yaşadıklarımın, gördüklerimin binde birini bile hayal edemezdim. Evet, AIDS ile mücadele için düzenlenen dünyanın en büyük bağış organizasyonu Life Ball (Yaşam Balosu) Avusturya'nın başkenti Viyana'da yapıldı. Bu yıl 22'ncisi düzenlenen etkinlikte binlerce katılımcı ve ünlü isim AIDS'le mücadele eden hastalar için para topladı. Hastalığa dair farkındalığı artırmayı da amaçlayan balonun bu yılki teması 'Haz Bahçeleri'ydi. Birbirinden ünlü isimlerin rengârenk kostümlerle boy gösterdiği kırmızı halı töreni ve eğlenceli partilerle karnavalı andıran etkinlik, aslında çok ciddi ve önemli bir amaca hizmet ediyor. 1993'ten beri düzenlenen Yaşam Balosu'nda her yıl 10 binlerce dolar bağış toplanıyor. Cumartesi gecesi düzenlenen görkemli gecede Amerika eski Başkanı Bill Clinton, oyuncu Lindsay Lohan, Ricky Martin gibi isimler yer alırken, Eurovision'da Avusturya'ya birinciliği getiren Conchita Wurst de bir konser verdi. Her yıl olduğu gibi Viyana Belediye Sarayı'nın bahçesinde ve tarihi salonlarında yapılan balodan elde edilen gelir Avusturya ve dünyanın değişik ülkelerinde AIDS ile mücadele için faaliyet gösteren kuruluşlara bağışlanacak.
HAZIRLIKLAR BİR YIL SÜRDÜ
Balo günü, konakladığımız Ritz Otel'in bir salonu styling için hazırlanmıştı. Kostümlerimiz yemyeşil yapraklar ve çiçeklerle zenginleştirilirken, "Acaba çok farklı mı kalacağız?" endişesi yaşıyordum. Sonra faytonlarla otelden alındık ve belediye sarayına doğru yola çıktık. Kırmızı halıda gördüğümüz insanlar bize gerçekten de farkımızı gösterdi. (Çünkü sıradan kalmıştık) Yüzlerce insan kostümleri, aksesuvarları ve rengarenk makyajlarıyla çiçek bahçesi gibiydi. Konuştuk insanlarla, merak ettiğimiz kıyafetleri sorduk. Kimi ağaç olmuştu, kimi çiçek, kimi böcek... Sinemasal karakterleri tercih eden de vardı. Çoğu bir yıl süren bir hazırlık yaptığını söyledi. En önemlisi herkes gülüyordu, herkes eğleniyordu. Kırmızı halı seremonisi ve açılış şovundan sonra konuklar sarayın değişik bölümlerindeki salonlarda ağırlandılar. Ve partiler sabaha kadar sürdü. Viyana'nın üstü o gece binlerce yıldızla kaplıydı... Life Ball, anlatılmaz yaşanır diyorum. Ne sahnedeki müthiş şovu anlatabilirim size, ne dünyaca ünlü modacıların defilesini ne de atmosferini... Müzikleri hiç anlatamam. Dilerseniz internetten izleyebilirsiniz.
ÇILGIN ÇOCUKLA BİR GECE
Life Ball'dan bir gece önce Schönbrunn Sarayı'nın bahçesinde yüz bin kişiyle birlikte Viyana Filarmoni'nin yaz konserini dinledik... Ve sürpriz; Klasik müziğin en ateşli sanatçısı, Çinli piyanist Lanng Lang... Müthiş etkileyiciydi. 100 bin kişinin bir konser alanında hiç kaos yaratmadan nasıl toplandığına ve nasıl dağıldığına şahit olmak ilginç bir tecrübeydi. VIP konukların dışında herkes yağmurluğunu giymiş, elinde içecekleri ve yiyecekleriyle gelmişti. Sahneyi görmeseler de yerlere oturup bu eşsiz müziği dinlediler...
Viyana'ya gidildiğinde DO&CO'ya uğramadan olmaz. Viyana'nın kalbindeki Saint Stephen Katedrali'nin karşısında, eşsiz Haas-Haus binasında yer alan bu zarif 5 yıldızlı otel, en üst katında gözde Onyx Bar ve DO&CO gurme restoranı ile hizmet veriyor. Biz de DO&CO Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Doğudan'ın evsahipliğinde çok güzel bir Viyana gecesi yaşadık. Viyana'nın yaşayan tarihi Demel Cafe'nin de Doğudan tarafından satın alındığını burada öğrendim. Kafeye girip bir masaya oturmak için epey beklemek zorundasınız. Ama beklemeye değer.
Viyana bir yaşam sanatı şehri... Şehrin üzeri müzikle kaplı. Yıllık etkinlik takvimi öylesine dolu ki... Mutlaka kendinize uygun bir şeyler bulabilirsiniz. Yani Viyana'ya gitmek için yüzlerce nedeniniz olabilir. Uçakta karşılaştığım bir arkadaşım Andre Rieu konserine gidiyordu örneğin. Turizm ofisinden etkinlik takvimine göz atmanızda yarar var.
Ricky Martin'in artık unutulduğunu düşünüyordum... Ama ortalığı yıktı geçti. Kırmızı halıdaki yürüyüşü neredeyse yarım saat sürdü.
Dört gün boyunca hiç araba kullanmadan yürüyerek her yere ulaşabilmek biz İstanbullular için en büyük lüks... İşte o yüzden Viyana çok sevilesi. Yeter ki ayağınızda spor ayakkabılarınız olsun.
YAŞAM BALOSU TRAMVAYI
Viyana Ulaştırma Hizmetleri de etkinliğin destekleyicilerinden. Hatta balo için özel olarak hazırlanan bir tramvay etkinlik süresince şehri dolaşıyor. Her yıl o seneki temaya uygun bir biçimde süslenen tramvayın üzerinde bu sene pastoral manzaralar vardı. Tüm kente başkalarına toleranslı davranma mesajı veren özel tramvay balonun yapıldığı gün de yaklaşık 100 kadar katılımcıyı kırmızı halıya taşıdı.
ÖZEL ÜRÜNLER HAZIRLANDI
Yaşam Balosu'nu destekleyen markalar da etkinliğe özel ürünler piyasaya sürdü. Dünyaca ünlü kahve markası illy etkinlik için sınırlı sayıda kahve üretirken, yerli şarap markaları şişelerini baloya özel etiketlerle süsledi. Etkinlik için tasarlanan telefon kılıflarını satışa sunan giveandstyle markası da 25 avro sattığı kılıfların her birinden 5 euroyu bağışladı.
180 BİN EURO AÇIK ARTIRMALARDAN
Yaşam Balosu'nda toplanan bağışların bir kısmı da Viyanalı ünlü müzayede evi Dorotheum'da açık artırmayla satışa çıkan eşyalardan elde edildi. Toplamda 180 bin avro gelir getiren açık artırmalarda David LaChapelle tarafından tasarlanan Audi S1, 110 bin avroya, ünlü sanatçı Gottfried Helnwein imzasını taşıyan tablo da 70 bin avroya satıldı. Müzayedeye çıkan eşyalar arasında Chopard'ın baloya özel tasarladığı bir pırlanta kolye, 2014 MTV Ödül Töreni'ne VIP giriş bileti, Ricky Martin'in çaldığı özel bir davul ve dünya turuna sınırsız giriş hakkı bulunuyordu.