Yükselme dönemi padişahlarına ev sahipliği yapan Edirne Sarayı'nın alay meydanı, arkeolojik kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılıyor. Protokol üyelerinin kabul edildiği, cülus törenlerinin yapıldığı "avcı" lakabıyla bilinen IV. Mehmet'in sünnet şöleninin de gerçekleştirildiği meydandaki kazı çalışmaları devam ediyor.
Edirne Yeni Saray Kazısı Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009'dan bu yana sürdürdükleri arkeolojik kazılar kapsamında bu yıl yeni noktalarda çalışmalara başladıklarını söyledi.
Sarayın en önemli kapılarından olan Bab-ı Hümayun'un (Saltanat kapısı) açıldığı alay meydanını ortaya çıkartmak için kazı çalışmalarına başladıklarını belirten Özer, meydanda cülus törenleri, cenaze merasimleri, elçi kabulü ve sünnet törenleri gibi önemli olayların gerçekleştirildiğini belirtti.
Bu yıl başlattıkları çalışmalarda diğer kazı alanlarında olduğu gibi altyapılar ortaya çıkarıldığını aktaran Özer, şöyle konuştu: "Alay meydanı sarayın en önemli bölümlerinden birisi. Pek çok önemli olaya şahitlik eden meydan gün yüzüne çıkıyor. Elçilerin kabul edildiği, culüs törenleri ve hatta avcı Mehmet'in sünnet töreninin gerçekleştiği bu meydan bizleri de heyecanlandırdı. Kazı çalışmalarında temiz su kanalları ortaya çıkarıldı ve Saltanat Kapısı'nın varlığına işaret eden bulgulara ulaşıldı. Sarayda ciddi bir altyapının olduğunu biliyoruz. Şehirdeki altyapıları yansıtan tarzda temiz ve atık su kanalları, bunun dışında çeşme ve hamamlara su sağlayan kanalların varlığını tespit ettik."
Özer, kalıntıların tahrip olmadan günümüze kadar ulaşmasının önemli olduğunu vurguladı. Alay meydanının, sarayın en önemli meydanlarından birisi olduğunu ifade eden Özer, şöyle devam etti: "Meydana açılan saltanat kapısı da sarayın en önemli kapısı durumunda. Alay meydanından Ak Ağalar Kapısı olarak bilinen Babüssaade'ye, buradan da Arz Odası ve Cihannüma Kasrı'na ulaşılmaktadır. Gerek Topkapı Sarayı, gerek Edirne
Sarayı'nda karşılığını bulan meydanda bu yılki çalışmalarımız sonlanmış durumda. Önümüzdeki yıl çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz ve alay meydanının sınırlarını ve bu meydanı çevreleyen revakların kalıntılarını ortaya çıkarmayı hedefliyoruz."
Edirne Yeni Sarayı
Tunca Nehri kenarına kurulan Edirne Sarayı'nın (Saray-ı Cedid-i Amire) yapımına, II. Murat'ın emriyle 1450 yılında başlandı. II. Murat'ın vefatından sonra Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, I. Ahmet, II. Ahmet, Sultan Mustafa, III. Süleyman ve IV. Mehmet yeni kapılar ekleyerek sarayı genişletti.
Topkapı Sarayı'na benzer bir yerleşim planına sahip Edirne Sarayı, büyük meydanlar etrafında konumlanan değişik işlevli yapılarıyla Türk saray mimarisinin genel karakterini yansıtmaktadır. İnşasının ardından Osmanlı-Rus Savaşı, Balkan Savaşı, IV. Mehmet'in sünnet şöleni gibi pek çok önemli olaya tanıklık eden saray, savaşta tahrip edildi.
Osmanlı-Rus Savaşı'nda cephanelik olarak kullanılan saray, Edirne'nin istila edileceği düşüncesiyle, cephanenin Rusların eline geçmemesi için dönemin Edirne Valisi Cemil Paşa'nın emriyle havaya uçuruldu.
Saraydan günümüze Matbah-ı Amire (Saray Mutfağı), Babüssade, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Fatih Köprüsü, Adalet Kasrı, Kanuni Köprüsü, Su Maksemi, Şehabeddin Paşa Köprüsü, Namazgahlı Çeşmesi, Av Köşkü gibi yapıların ulaşabildiği saray, 2009'da TBMM Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Edirne Valiliği İl Özel İdaresi ve Bahçeşehir Üniversitesi'nin katkılarıyla başlatılan kazılarla gün yüzüne çıkarılmaya çalışılıyor.