Soruları cevaplandıran Milli Kütüphane Başkanı Tuncel Acar, patoloji ve restorasyon merkezinde başta el yazması eserler olmak üzere Milli Kütüphane'deki diğer tarihi öneme sahip tablo, harita, belge, kitap, mecmua gibi nadir eserlerin restorasyonunun bilimsel yöntemlerle gerçekleştirildiğini söyledi.
Laboratuvarda çalışan 5 personelin kimya, biyoloji ve kimya mühendisliği bölümlerinden mezun olduğunu aktaran Acar, bu kişilerin kütüphanedeki tüm koleksiyonların tahribatlara karşı korunmak amacıyla önleyici koruma tedbirleri almak ve bu tedbirlerin uygulamasını sağlamakla görevli olduklarını anlattı. Restorasyon laboratuvarında kağıt eserlerin ıslak kuru temizleme, asitten arındırma, dezenfeksiyon, leke çıkarma, pigment sabitleme, yıkama, sağlamlaştırma, tamamlama gibi işlemlerin yapıldığını dile getiren Tuncel Acar, ciltli eserler için de deri temizliği, yağlama, sağlamlaştırma, tamamlama ve leke çıkarma işlemlerinin yanı sıra Selçuklu ve Osmanlı cilt sanatına uygun olarak dikiş, şiraze örme ve cilt birleştirme işlemlerinin uygulandığını belirtti.
Kütüphanedeki kurt yeniği olan, nem veya başka nedenlerle bozulan yazma eserlerin önce neden dolayı bozulduğunu tespit edip, daha sonra ona göre ilaç uygulayarak yırtılan, yenilen yerlerin restorasyonunu gerçekleştirdiklerine ve bu işlemlerin elle yapıldığını işaret eden Acar, şu bilgileri verdi:
''Araştırdık, dünyanın bazı yerlerinde yazma eserlerde olmasa bile, nadir basma eserlerin onarımını yapan makineler olduğunu gördük. Bunun üzerine araştırmalarımız devam etti. Bu konuda Dubai'de bir merkez olduğunu gördük. Bu merkez aynı zamanda bir kültür merkezi olup dünyadaki İslamiyetle ilgili yazmaların dijital kopyalarını toplamayı kendilerine görev edinmiş. Ayrıca bu merkezin çok güzel bir restorasyon ve patoloji enstitüsü var. Ellerindeki yazma ve nadir eserleri en güzel şekilde bu merkezde onarıyorlar. Merkez yetkilileriyle hemen temasa geçtik, bize bu konuda yardımcı olmalarını istedik. İsteğimiz kabul edildi ve bize 'bir protokol imzalayarak karşılıklılık ilkesi içerisinde dijital kopya değişimi yapalım ve ayrıca ülkeniz Milli Kütüphanesinde bir restorasyon merkezi kuralım' dediler. Bunun üzerine protokolümüzü imzaladık. Bu protokole göre Dubai tarafı Mart ayı içerisinde makineler yardımı ile restorasyon yapan bir patoloji ve restorasyon merkezini Milli Kütüphane'de kurmayı kabul etti. Şu anda kuruluş çalışmaları devam ediyor.''
Cumhuriyetin ilanı, Atatürk'ün ölümü veya İstiklal Marşı'nın kabulü gibi önemli günlerin gazetelerinin çok kullanılmaktan lime lime olduğunu vurgulayan Milli Kütüphane Başkanı, ''Biz bunların hepsinin dijital kopyalarını alıyoruz ama maalesef gazete sayfaları dijital ortama aktarılırken bile zarar görmektedir. Biz bu gazetelerin sayfalarını tek tek çıkarıp, onaracağız. Böylelikle sizlerin çocukları da o gazeteleri okuyabilecek. Çünkü gazete sayfalarını kaplayacağımız madde oldukça dayanıklı'' dedi.
Getirilecek makinelerden ilkinin sterilizasyon işlemi yapacağını söyleyen Acar, ''Bu alet yaklaşık 20-30 tane gazete ve kitabı alıyor. Makine çalıştırıldığında kitapların içindeki tüm mantarlar, kurtlar ve kitaba zararı dokunabilecek her türlü madde orada ölüyor'' şeklinde konuştu. Kitapların, ikinci aşamada temizleme cihazlarında temizleneceğini anlatan Tuncel Acar, üçüncü aşamada ise kitapların kesik, kopuk ve yırtık yerlerinin onarılacağı, suyla çalışan bir makineden geçeceklerine dikkati çekti. Bunun ''özellikle basma eserlerde ve eski harfli gazetelerde uygulanacak onarıcı bir sistem olduğunu'' vurgulayan Milli Kütüphane Başkanı Acar, şöyle devam etti:
''Bu sistemde kitaplardaki bütün boşluklar kendiliğinden, selüloz yardımıyla otomatik olarak doluyor. Daha sonra tamamlama işlemi yapılan bu sayfaların üzeri bir başka makine yardımıyla selülozla kaplanıyor. Bu şekilde mekanik olarak onarılan gazete ve dergiler yine makine yardımıyla ciltlenerek kullanılabilir hale getiriliyor. Çok kıymetli olan, suya girince mürekkebi akabilecek gibi olan yazma eserlerin ve baskı olsa bile çok nadir olan eserlerin ise el yardımıyla onarma işlemine devam edeceğiz.''