G.Saray geçen yıl çeyrek final öncesi Arena'da Shalke'ye karşı da gollü beraberlik almış, Almanya'daki rövanşta kazanmıştı. Chelsea belki bir Schalke değil ama tur için 1-1'lik skorla umutları sıcak tutacaksın. Mancini'den oyuna Juventus maçı anlayışıyla Galatasaray'ın "Kompakt" olarak başlayacağını düşündüm ama yanıldım. 'Baskın basanındır' şeklinde Chelsea'nin üzerine gitmek hataydı. Devler Ligi tecrübesi olmayan oyuncularla başlamak bir kumardı ve tutmadı. Mancini'nin savunma anlayışları eksik Telles-Hajroviç ikilisini aynı anda sahaya sürmesi Galatasaray'ın oyun ritmini, takım uyumunu ve takım savunmasını olumsuz etkiledi. Mancini'nin böyle genç oyuncuyu erken oyundan alması daha büyük hataydı. Dilerim Hajroviç psikolojik olarak olumsuz etkilenmez. Telles hava toplarını alamadığı gibi sadece hücuma katılmayı denedi. Telles yaptığı bindirmelerde İvanoviç'i geçmekte zorlandığı için etkili orta yapamadı. Chelsea Telles'in savunma zaafını ve hava üstünlüğünü erken çözüp tüm ataklarını Galatasaray'ın solundan üretti. Mourinho, gönderilen Riera'dan "İyi oyuncu" diye söz etmiş biz de bunu "Gaf" olarak algılamıştık. Galatasaray, geçen yıl ve bu sezon Avrupa maçlarında başarılı oynayan ve rakibi karşılarken nerede, nasıl duracağını bilen Riera'yı resmen aradı.. Burdisso'yu kiralayacağına keşke Riera kalsaydı.. Ayrıca madem Semih oynayacaktı keşke baştan başlasaydı. Bu tercih de Mancini'nin bir falsosudur. Çünkü Semih-Chedjou daha dengeli oynadı.
Chelsea, Eboue'nin hücuma çıkarken kaptırdığı topu Torres'le golü dönüştürdükten sonra G.Saray'ın kalesine bile gelmedi. Chelsea "Kompakt" futbola sadık kalarak orta alanı çok adamla kapatırken, Galatasaray'ı özellikle kanatlardan oynamaya zorladı ve göbekten atak yapmasına izin vermedi. İkinci yarı Galatasaray, biraz vites yükseltip önde baskı yapmaya başlayıp fizik olarak Chelsea'ye karşılık verince oyunda dengeyi kurdu. Chedjou'nun Sneijder'in ortasını gol yapması tur umutlarını Londra'ya taşıdı.
Burak'a öneri; bakarken atamadığın pasları bakmadan hiç atma.