İki Avrupalı'nın TT Arena'daki mücadelesini büyük keyifle izledim. Heyecan olarak kalp durduracak kıran kırana geçen mücadele top iki kalede adeta mekik dokudu. Onur ile Muslera ise resmen kalelerinde devleşti. Seyirci bir dakika susmadığı gibi maçın heyecanından yerine bile oturmadı. İlk yarım saatte Trabzonspor etkiliydi. Galatasaray sistem değişikliğinin etkisiyle bocaladı. Mancini'nin hala sistemle ilgili arayış içinde olmasına şaşırıyorum. Biz tam 3-5-2 Galatasaray'a oturdu derken, Mancini Trabzon karşısına Galatasaray'ı 4-3-2-1 düzeninde çıkardı. Bir hoca oyuncularının hala nerede nasıl oynayacağını ezberlemez mi? Savunmanın önündeki üçlünün göbeğinde Yekta, sağında Melo, solunda Selçuk oynayınca Galatasaray, geniş alanda oynayamadığı gibi kanatlardan da hücum edemedi.
Trabzon ne zaman önde basmayı bırakıp "kompakt" anlayış içinde kalesine yaslanınca Galatasaray baskıyı kurdu. Selçuk'un iki gollük şutunu önce Bamba, sonra Bosingwa önlerken, Sneijder'in füzesini Onur adeta uzayıp müthiş kurtardı. Selçuk hafta içinde, "Biz çok iyi bir takımız. Kafaca konsantre olduğumuz her maçı kazanırız" demişti.
AYAKLARINA SAĞLIK
Sneijder'in performansı göz kamaştırıcıydı. Riera aklını ayaklarına taşıyarak oynarken soldan etkili bindirmeler de yaptı.
Galatasaray farklı kazanabilirdi ancak Sneijder'in, Drogba'nın, Yekta'nın, Selçuk'un vuruşlarında Onur olağanüstü kurtarışlar yaptı. Drogba bile rekor sayılacak 14 şutu kurtaran Onur'u kutladı. Muslera da, Henrique'nin yere doğru vurduğu kafa şutunu "kedi" çevikliğiyle kurtarırken resmen Galatasaray'ı kırılma noktasından aldı. Futbolda "Atan da tutan da iyi olmalı" kuraldır. Muslera tuttu, Burak attı. Onur dünyaları kurtardı ama Trabzon iyi bir golcüye sahip olmamanın zaafını yaşadı.
Galatasaray zirveden kopmamak adına çok kıymetli bir üç puan aldı. İki takım futbolcularının da ayağına sağlık..
MAÇIN ADAMI: ONUR KIVRAK