İnsanları mutlu etmek, izledikleri maçtan keyif almalarını sağlamak, kazandığında da, kaybettiğinde de saygı duyulan bir takım yaratmak Fatih Terim'in felsefesidir. Geçen sezon bu ruha uygun bir Galatasaray izledik.
Galatasaray üç haftadır korku tünelini andıran maçlar oynuyor. Top kontrolü, oyun disiplini, dikkat, doğru düşünüp doğru hamle yapmak, doğru pozisyon almak ve en önemlisi takım uyumu oturmuş görünmüyor. Dört resmi maçta atılan 11 gole karşılık yenilen kopya 8 gol takım uyumunun rayına oturmadığını işaret ediyor.
Hamit ile Melo çok hata yapsalar da Fatih Hoca takım uyumunu yakalamak adına kadro tercihinde "Yap-boz" şeklinde hareket etmiyor. Ancak topla oynamayı çok seven Emre-Hamit ikilisi içeri fazla girdiklerinden Galatasaray kanatlardan etkili bindirmeler yapamıyor. Bütün yük doğal olarak Eboue ile Balta'ya biniyor. Galatasaray bu zaafı yorgun Bursaspor önünde Amrabat girinceye kadar hep yaşadı. Kanatlardan orta gelmeyince sahanın çalışkanı Umut da geriye gelip top almaya kalktı.
Fatih Hoca, Amrabat ve Burak'ı oyuna alarak maçı döndürdü. Amrabat ileri geri çalıştı, rakibi kovaladı, orta alanda rakipten top bile çaldı. İki golün oluşmasına imza koyan Faslı yıldızın Burak'a attırdığı gol öncesi topu takibi, ısrarı ve asisti mükemmeldi.
Fatih Hoca, Hamit'i "Her maç çıkan adam" durumuna düşmemesi için oyunda tuttu. Yıldızını korudu. Hamit'in verimli ve etkili olduğu tek an, 45'te Ebuoe ile girdiği duvar pasıydı. Hamit'in kendini bulması için mutlaka bir gol atması gerek. Her boş pozisyonda şut atarak bu golü arıyor. Galatasaray'da takım oyumu yakalandığında ve Melo fizik olarak güçlendiğinde Hamit de toparlanacaktır.
Dany mi oynar yoksa yeni stoper mi gelir bilmem ama Galatasaray duran toplardan kolay gol yiyor. Adam paylaşımında hep pozisyon hatası yapılıyor. Galatasaray kadro kalitesi ile ligde geriye düştüğü maçları çevirebilir ama Devler Ligi bu hataları kaldırmaz.