Soma'da facia oldu. Kömür madeni kazası oldu. Geçiniz beyler, geçiniz... Soma'da toplu katliam oldu. Toplu cinayet işlendi. Biz şike olayında da böyle hareket ederek üstünü kapatmaya çalıştık. Bakalım Soma'nın üstünü kapatabilecek miyiz?
Sevgili okurlar aslında bu Soma olayı bana bir şeyi daha gösterdi. İki yüzlüleri... Bu Soma'daki işçilerin hakkını yediler, onları öldürdüler. Yani kul hakkı yediler. Peki buraya kadar herşey güzel.
Şimdi bunları tenkit eden bazı TV kanalları ve bazı gazetelerin kocaman kocaman köşe yazarları timsah gözyaşları döküyor. Ölen işçilere sahip çıkıyorlar. Beyler önce siz TV'lerden gazetelerden çıkarttığınız işçilerin tazminatlarını ödeyin, onları mağdur etmeyin, ondan sonra çıkıp gazete ve TV'lerde ahkam kesin. Bugün yalnız TV 8'de 100'den fazla kişi mahkemelik. Neden? İşten çıkarıldıkları, hak ettikleri paraları alamadıkları için. Önce haklarını verin.
Haa şu anda satan ile alanların ne yaptıklarını dünya alem biliyor. Dönüyorsunuz çok az paraya çalıştırdıkları muhabirleri kapıya koyanlar onlarla mahkemelik oluyorlar. Bırakın başkalarını 3.5 senedir Digitürk ile benim mahkemem devam ediyor. Aleyhime yalancı şahit bulup çıkarıyorlar. Ve bunlar benim yakın zamana kadar dostlarım. Dönüyorsunuz Hürriyet gazetesi ile de mahkemelik oluyorum. Çünkü işime son veriliyor. Hani çalışanın hakkı? Beyler uçağa binip köyleri gezmezseniz, trenlere binip yolculuk yapmazsanız, vatandaşın içine girip yemek yemezseniz bunları bilemezsiniz. Bu işlerde geçmişinizi unutup terlikle Porsche kullanmaya benzemez.
Yıllarca çok akıllıca bu işleri yaptıklarını zannedenlerin maskeleri düştükçe kızgınlıkları artıyor. Niye? Çünkü bunları okudukları zaman sinirlenecekler biliyorum. Niye? Çünkü kul hakkı yediler ve hala yiyorlar da ondan. Ama şimdi işçinin yanında rol kesiyorlar. Önce yanınızda çalıştırdığınız işçilerin hakkını verin. Sonra bir ara da Soma'yı yazarsınız. Eğer biraz suratınız varsa...