Arena'da hiç beklemediğim bir oyun başlangıcı oldu. Maç öncesi kafamdaki senaryoda, kendi sahasında Galatasaray'ın klasik 15 dakikalık oyun temposunu bekliyordum. Ancak Beşiktaş'ın savunmasını önde kurması ve orta sahadaki pas alışverişi buna izin vermedi. İlk 15 dakika, hatta ilk 30 dakikaya baktığımızda sahada tamamen Beşiktaş'ın istediği oyun oynandı.
Bilic'in dün derbide sahaya sürdüğü 11 çok tartışılabilir.
Özellikle sağ bekte Necip'in görev yapması en çok dikkat çeken tercihti. Burada önemli olan Serdar'ın kulübede otururken, Necip'in onun bölgesinde forma giymesiydi.
Bu Necip'in performansından değil, Serdar'ın eksik görülmesinden kaynaklandı.
Bu tercih, Serdar için daha sonraki maçlarda düşünülmesi gereken önemli bir nokta.
Fernandes için de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Beşiktaş'ın ikinci yarı başlangıcına baktığımızda Fernandes'siz bir oyun ve alınan iyi sonuçlar var. Ancak bazı oyuncular vardır ki ya 11'inizde olur ya da kadronuzda yer almaz.
Bunu Drogba için de söylüyorum zaman zaman.
Fernandes'in takımda kalması zor görünüyor. Dün gece tekrar gördük ki kulübeden gelen Fernandes, oyuna diri giren değil, oyuna yabancı kalan bir futbolcu izlenimi veriyor. Maçın son bölümlerinde verimli değildi.
Gecenin en çok konuşulan adamı yaptığı penaltıyla Dany oldu. Klasik bir Dany hatası gördük. Oyunun geneline baktığımızda 'tamamdır' diyebileceğimiz bir Dany vardı ancak öyle bir an vardır ki işe o an bütün skoru belirler. Çok acemice ve gereksiz bir savunma hamlesiyle olmayan bir penaltı yarattı.
Gecenin adamı ise Galatasaraylı Semih oldu. Zirve yarışını belirleyecek böylesine önemli bir maçta, hakeme gidip, "Top benden çıktı" demesi Semih hakkında yanılmadığımı bir kez daha gösterdi. Bir futbolsever olarak Semih'e teşekkür ediyorum. Umuyorum futbolun diğer aktörleri de onun bu olgunluğuna sahip olurlar.