Gordon Milne döneminde sizin de forma giydiğiniz Beşiktaş, son dakikada çok sayıda maç çeviriyordu. Bugünkü F.Bahçe'yi göz önüne alınca kazanılan 10 maçın 4'ünü uzatmalarda çevirdiler. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
Bunun bir sırrı yok. Ancak şunu ayırt etmeliyiz, Antalya maçı diğer üçünden farklıydı. Çünkü orada golden önce Antalya'nın kaçırdığı bir gol var ki F.Bahçe maçı mağlubiyetle de kapatabilirdi. Oyun gelgitlere bırakılmıştı. O yüzden bu maçı onlardan ayrı tutmak gerekiyor. Daha önce bir kere bunu yaptığınızda kartopu etkisi yapar ve bundan sonraki maçta da bilinçaltınızda yer eder. Yani ileriki maçlara büyüyerek yansır. Ancak önce bunu bir kere gerçekleştirmeniz gerekir. Dakikalar 87 olduğunda artık maç bitiyor değil, hala atabiliriz hissi vardır. Bu güven futbol için çok önemlidir.
O duyguları yaşamış biri olarak, bu son dakika galibiyetleri takıma nasıl yansır?
Son dakikada kazanılan maçlar, kazanımı çok daha değerli hissettirir.Tecrübeler şunu gösteriyor ki şampiyonluk yolunda böyle sonuçlar hakikatten insanı oraya doğru yönlendirir ve takımın da inancını artırır. Ersun Yanal da bunu dile getirdi. Bunu şampiyonluk işareti olarak değerlendirebilirsiniz.
Ancak tabii bu işin garantisi yok.
F.Bahçe'nin şampiyonluktaki rakipleri bu durumdan nasıl etkileniyor?
Bunu "Dördüncü defa atılan son dakika golü şans değil istemek ve kovalamaktır" diye de tanımlayabilirsiniz, diğer bir pencereden de "Dört defa üst üste olması şanstır" diye de açıklayabilirsiniz.
Mühim olan bunların olmasıdır.
Elmer Letterman'ın şansı anlatan, spora ve futbola uygun çok güzel bir sözü vardır: "Şans, hazırlık fırsatla karşılaştığı zaman olan şeydir." Futbola uyarladığımızda son dakikada size maçı değiştirme fırsatı gelebilir. Yapmanız gereken o dakikada dahi buna hazır olmaktır.