Mancini, önündeki Real Madrid maçını düşünerek dün akşam Sivasspor maçına farklı bir kadro ile çıktı. Drogba'yı dinlendirip Riera'ya önde şans verdi (ki bu çok kısa sürdü). Mancini'nin bu tercihindeki en büyük etken maçı iki santrforla oynama isteğiydi. G.Saray'ın oyun stratejisi oyun başlangıcında biraz geride kalıp geniş alanı kullanmak istemesiydi. İlk gol de zaten böyle bir pozisyonla geldi. Selçuk'un pasıyla gelen klasik bir Burak golü izledik. Ancak G.Saray'ın ev sahibi olduğunu düşünürsek, kendi sahasında, taraftarı önünde daha kontrolü ele alan bir oyun oynaması gerekirdi.
Özellikle şampiyonluk hedefleyen bir takımın, dün geceki oyunuyla lider ile arasındaki 9 puan farkı kapatması kolay gözükmüyor.
G.Saray'ın şu oyunundan sonra şampiyonluk yolunun 'acabalarla' dolu olduğunu düşünüyorum.
KIRMIZILAR DOĞRU DEĞİL
Dün gece oynanan maçta hakem kararları ve gösterilen kartlar öne çıktı.
Oyunun gel-gitlerle dolu ve tempolu olması bunun sebebi olarak gösterilebilir.
Ancak kırmızı kartlara haklı demek çok zor. Özellikle son pozisyonda Cicinho'yu atan hakemin inisiyatif kullanamadığını gördük. Dünkü maç için iyi bir yönetimden bahsetmek mümkün değil.
Şimdi G.Saray'ın önünde çok zor bir R.Madrid maçı var. Şampiyonlar Ligi'nde dünyanın en önemli takımlarından biri olan Real Madrid ile deplasmanda oynayacak. G.Saray'ın hem oyun anlayışı hem de performans olarak dün geceki Sivasspor maçından çok daha farklı olacağı kesin. Kopenhag karşılaşmasından sonra Mancini, "Juventus'u yenmek zorundayız" diyerek R.Madrid maçını es geçmişti. Ben G.Saray seviyesindeki bir takımın, güçlü oyuncu kadrosuyla Madrid'de doğru oyunla puan bulabileceğini düşünüyorum. Birkaç cümle de Sivasspor için söylemek istiyorum. Dün gece Türk Telekom Arena'da 3 puan kaybeden Sivasspor, oyunuyla ligde bulunduğu yerin şans değil, gücünden kaynaklandığını gösterdi.
MAÇIN ADAMI: SELÇUK İNAN