Teknik direktörün takım üzerindeki izi önemliydi.. Bilic'in yokluğu kulübede oyuncuları etkiler..

Lige çok iyi başlayan Beşiktaş, Galatasaray maçında çıkan olaylar nedeniyle büyük ceza aldı. Bu durum siyahbeyazlı takıma nasıl yansır?
Burada olumlu bir durumdan bahsetmek mümkün değil. Çünkü çok iyi giden bir Beşiktaş vardı. Bu iyi gidişte bir sürü faktörün yanında teknik direktör, kulüp, taraftar coşkusu ve özellikle Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki taraftar bütünlüğünün önemli katkısı vardı. Bu durum saha başarılarına nasıl yansıyacak? Artık burada teknik adamın psikolojik becerilerini gösterip, takımı tribün coşkusu olmadan bir arada tutup maçlara odaklaması gerekiyor.
Üç maç ceza alan Slaven Bilic'in saha kenarında olmaması ve seyircisiz oynama cezasını da düşününce Beşiktaş bu durumdan ne kadar etkilenir?
Bence en önemlisi bu. Özellikle Beşiktaş'ın bu seneki karakterini düşününce bence çok önemli bir faktör. Bu seneki oyunu anlatırken hep Bilic'in takımdaki ve oyundaki teknik direktör izinden bahsediyorduk. Beşiktaş'ı esas etkileyecek olan bence Bilic'in kulübede olmaması olacak. Umarım buna bir çözüm üretilir. Zaman zaman yaşıyoruz, teknik direktörler cezalar alabiliyorlar. Ama ben Beşiktaş karakterindeki bir takım için, bu seneki fotoğrafı da düşününce etkilenecek diye düşünüyorum.
Beşiktaş, Olimpiyat Stadı'nda mı devam etmeli mi yoksa Kasımpaşa Stadı'na mı dönmeli?
Güvenlik açısından olaya hakim değiliz ama Beşiktaş seyircisi, sezon başından beri beni çok yanılttı. Tabiri caizse Beşiktaş'ın 'butik' bir stat olan Kasımpaşa'da oynamasının daha iyi olacağı düşüncesindeydim. Bu statta rakiplerin deplasmanı çok yoğun hissedeceğini düşünüyordum. Ama gel gör ki Beşiktaş seyircisi, Olimpiyat'ı o kadar doldurup öyle bir coşku yarattı ki (son maç hariç) yanıldığımı hissettim. Böyle bir bütünleşme olacağını düşünmüyordum. Bundan sonra ne olacak diye sorduğunuzda iklim şartları daha belirleyici olacaktır. Güvenlik durumunu bilemiyorum ama sanırım Beşiktaş yönetimi Kasımpaşa'ya doğru yönelecektir. Beşiktaş seyircisini 60 binden 15 bine indirmek hiç de kolay olmayacak.

Bakalım takım ne tepki verecek!
Fatih Terim ile yolların aniden ayrılması Avrupa ve ligde Galatasaray'ı nasıl etkiler?
Beklenmeyen bir karar diye düşünmüyorum. Son zamanlarda Ünal Aysal ve Fatih Terim diyaloğu olamamış! Bütün sorun burada yatıyor. Zaten demeçler de bu durumun habercisi gibiydi. Özellikle Ünal Aysal'ın, "Bu işi 48 saatte halledeceğiz" sözü, bu işe bir kesinlik getireceğini gösteriyordu. Fatih Terim'in tartışılmayacak yanı saha içi başarılarıdır. Çok önemli başarılar kazanmış bir isimden bahsediyoruz. Vazgeçişin G.Saray için bakalım nasıl bir maliyeti olacak. Bence Galatasaray'ın, Türkiye'de değil Avrupa'da nerede olacağı daha belirleyici olacaktır. Bu tip önemli teknik adam değişikliklerinde de takımın tepkisini tahmin etmek çok zor. Rize maçında bakalım takım içi refleksi sahaya nasıl yansıyacak. İlk maç çok önemli o açıdan. F.Bahçe ölçü olacak maçları oynamadı
Sezon başında sistemini oturtmakta sıkıntı yaşayan F.Bahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, bu sıkıntıyı çözmüş gibi görünüyor. Bu konudaki yorumunuz nedir?
Ersun Yanal F.Bahçe'nin başına geldiğinde de söyledim. Yanal, pas oyunu oynatabilme özelliği olan değil (Eskişehir'de bunu denedi ama başarılı olduğunu söylemek zor) tempo oyunu oynatan bir teknik adam. Yanal, F.Bahçe'ye geldiğinde pas oyunuyla geçmişte kendisini bu çizgiye getiren tempo oyunu diyebileceğimiz oyun arasında karar veremedi. Kadrosu ve oyuncu tiplemesi bu oyun için kolay görünmüyordu. Mühim olan bunu başarmak. Hala bunu belirleyecek ölçü maçlarını oynamış değil F.Bahçe. Burada önemli olan oyuncuları inandırmak. Bunu başarırsa geri gelecektir. Bunun izlerini de görüyoruz yavaş yavaş.
Yaşanan polemiklerin ardından Sow, Elazığ maçında sahaya çıkıp ve hat trick yaptı. Elinde kaliteli hücumcular olan F.Bahçe'nin ileri uçtaki ilk seçeneği kim olmalı?
Benim ölçülerimde F.Bahçe'de öne çıkaracağım oyuncu Sow olur. Zaman zaman forvet oyuncularında performans dalgalanmaları doğaldır. F.Bahçe'nin Sow'dan vazgeçmesinin mantıklı olacağını düşünmüyorum.