Fenerbahçe dün akşam önemli bir galibiyete çok yaklaşmıştı. Sarı-lacivertlilerin stratejisinde oyunu dengede oynamak ve kazanılan toplarla çabuk atağa çıkmak vardı. İlk yarıda bunu buldukları gole kadar devam ettirdiklerini söyleyebiliriz. Fazla pozisyon vermiyor, zaman zaman da etkili çıkıyordu. Bunların birinde de 1-0'ı yakaladı. Golden sonra, özellikle ilk yarının son 5 dakikası ikinci yarı için tehlikeli bir fotoğraftı. Fenerbahçe kazandığı toplarla çıkamıyor, topa sahip olamıyor ve sürekli kaybettiği toplarla baskı yiyordu. Nitekim ikinci yarının başında da bu tablo değişmedi. Yine atak üstünlüğü Marsilya'nın elindeydi. Oyunun bu bölümünde Alex'in kafasıyla ikinci golü bulduğunda artık Fenerbahçe maçın resmini değiştirip oyunu eline alır diye düşündük. Ki golden sonraki 7-8 dakikalık bölüm belki de Fenerbahçe'nin maçın başından beri ilk defa istediği işleri yapabildiği bölümdü. Pas yapıyor, ileri gitmek için acele etmiyor ve topu rakibe vermiyordu.
Gerçekten dramatik
Hem skor 2-0'a gelmiş hem de oyun istediğiniz gibiyken acaba Alex değişikliğine gerek var mıydı, bu tartışılır. Çünkü topun sizde kalması anlamında kolektif aklı en iyi oyuncuyu çıkarıyorsunuz. Oyunun elden gidişini tabi ki sadece buna bağlayamayız ama oyunun şekline baktığımızda erken bir değişiklik olduğunu söyleyebiliriz. Oyuna giren Cristian gibi diğer bir değişiklik Sow- Bienvenu değişikliği de sahaya olumlu yansımadı. Dün akşam kenardan gelenler hiçbir katkı sağlamaması bunda önemli bir etkendi. Skorun değişmesinde ve Marsilya baskısı oluşmasında etkili oldular.
90 dakika sonunda bir özet yapmak gerekirse dengeli oyun mantığı ve 2-0'a gelen maç.
Burdan 2-2'ye düşmek gerçekten dramatik oldu. Bunun nedenleri konusunda ise herkesin kendini sorgulaması lazım.