Trabzonspor'a dün Mersin'de aldığı 3 puan ilaç gibi geldi... Sezon başından beri aynı filmi izliyoruz. Önce Şenol Güneş sonra Tolunay Kafkas ile devam eden her maçta değişen bir 11. Yap-boz tahtası gibi. Tolunay Kafkas, Sivas ve F.Bahçe maçında savunmanın göbeğinde hazır olmayan Bamba ve Giray'ı oynattı. Her iki maçta da savunmanın göbeğinde büyük sorunlar yaşandı. Dün ise Celustka ve Mustafa Yumlu'yu kullandı. Bana göre her iki oyuncu da başarılı bir maça imza attılar. Çünkü önde Nobre gibi etkili bir silahı etkisiz kılmayı başandılar... Orta sahada Sapara, önde Henrique ve savunmanın sağ kenarında stoper özelliği olan Abdullah ile oyuna başladı. Maçın ilk yarısında Trabzonspor'un attığı gole kadarki bölümde daha çok orta saha mücadelesinin olduğu bir maç izledik. Düşük tempolu ve kale önü tehlikeleri olmazken, sadece duran toplarda her iki takım da gol pozisyonu üretmeye çalıştı. 35. dakikada Trabzonspor'un Henrique ile kazandığı golde ise Mersin İdmanyurdu savunmasının büyük hatası vardı. Golden sonra Trabzonspor orta sahada Sapara'nın oyuna ağırlığını koymasıyla birlikte Mersin İdmanyurdu kalesinde daha fazla görülen takımdı. Dünkü maçta savunmada Mustafa Yumlu ve Celustka, orta sahada Sapara, hücumda ise Olcan öne çıkan oyuncular oldular.
MERSİN KAĞIT GİBİ TAKIM
Giray Bulak orta sahadan Hakan Bayraktar'ı çıkarıp, Ozan İpek'i aldıktan sonra özellikle ikinci yarıda Mersin İdmanyurdu 4 hücumcu ile oynamaya başladı. Önde oynayan 4 oyuncu da geri dönüşlerde istenilen düzeyde olmadığı için rakip alanda önemli boşluklar oluşmasına rağmen Trabzonspor hücumda gerekli final pası yetersizliği yüzünden kendisini rahatlatacak 2. golü bulamadı. Mersin'in işi zor. Adeta kağıt gibi bir takım. Bu da kendi sahalarında oynamalarına rağmen baskı kuramamalarının en büyük nedeni olarak ortaya çıkıyor.