Kalite olarak vasata bile yaklaşmayan bir maçtı. İlk yarıda her iki takımda da pas hatalarının üst düzeyde olduğunu gördük. Galatasaray Eboue ve Riera'yı Hamit ve Amrabat'ın boşalttığı alanda topla buluşturarak pozisyon üretmeye çalışırken top Selçuk'a geldiği zaman Burak ve Umut'un savunma arkasına yapacağı koşular ile pozisyon bulmaya çalıştı. Trabzonspor oyunu kendi alanında kabul etti. Galatasaray'ın çok adamla hücuma geldiği anlarda yaptıkları pas hataları ve Trabzonsporlu oyuncuların ikili mücadelelerden galip çıkması sonucunda kapılan toplar var. İşte burada Trabzonspor'un en büyük sorunu ortaya çıktı. Bu da ilerideki hücum oyuncularının yetersizliği. Henrique, Olcan ve Halil'in top saklama becerileri istenen düzeyde değil. Olcan'ı bir kenara bıraktığımızda Henrique ve Halil'in dripling özellikleri de yok.
İlk yarının son dakikalarında Trabzonspor rakibi 4'e 2 yakalamasına rağmen final paslarının kötü kullanılması yüzünden şansını golle sonuçlandıramadı. İkinci yarıda Henrique'nin yerine Aykut'un orta alana alınmasıyla Trabzonspor'un orta saha direnci ilk yarıya göre daha da arttı. Alanzinho daha önce alınmalıydı çünkü şu an Trabzonspor'un kadrosunda Adrian'la birlikte oyunu takımları lehine çözebilecek iki isimden biri. İkinci yarının son 5 dakikasında Trabzonspor galibiyete çok daha fazla yaklaşan takımdı. Adrian'ın kaçırdığı yüzde yüz bir gol var. Bu maçta savunmanın ortasında görev yapan Giray ve Celustka mükemmele yakın bir oyun ortaya koydular.
Hakem Yunus Yıldırım'a gelince... Bana göre çok kötü bir yönetim gösterdi. İkinci yarıda Trabzonspor'un rakibi az adamla yakaladığı bir pozisyon var ki, orada oyunu durdurmasının futbolda yeri yok.
Trabzonspor taraftarı ne yapmak istiyor anlamak mümkün değil. Oyun Trabzonspor lehine döndüğü bir anda Burak'a atılan madde ve kendi oyuncuları Giray'ın yanında patlayan maytap oyunu soğutmaktan başka bir işe yaramadı.