Tamam mı devam mı maçımız... Çok sayıda sakat oyuncumuz olduğu için bir arada oynama alışkanlıkları ve ulusal düzeyde deneyimleri az olan bir 11 ile sahaya çıkıyoruz. Fakat bütün bu olumsuzluklara rağmen dünkü Macaristan karşısında bu kadar aciz durumlara düşmememiz gerekiyordu.
Maça iyi başlayan, topa sahip olan ekip Milli Takımımız'dı... Rakibi kendi alanında hapsettik. Özellikle sol kenardan Hasan Ali-Caner Erkin birlikteliği ile atak girişimlerinde bulunduk. Gol de bu kenardan geldi. Caner'in getirdiği topu Mevlüt Erdinç gole çevirdi ve öne geçtik. Ne var ki golden sonra oyunda bütün dengeler değişti. Macaristan, savunmasını daha fazla öne çıkararak oynamaya, biz ise kendi sahamızda oyunu kabullenmeye başladık. Rakibin çok adamla geldiği anlarda orta sahada Nuri Şahin ve Mehmet Ekici daha fazla sorumluluk alıp daha etkin olarak oyuna ağırlıklarını koyabilseler ikinci golü bulma şansımız vardı. Ancak Romanya karşısında olduğu gibi yine Volkan Demirel'in hatasından öyle bir gol yedik ki bu da Macarlar'a daha fazla güven verdi.
İkinci yarıda ise her hattı ile olumsuz ve ne yaptığını bilmeyen bir Milli Takım vardı sahada. Yenilen iki gol de savunmamızın büyük hatalarından oluştu.
Artık şapkayı önümüze koyarak düşünme zamanımız geldi. Koca orman yanarken ağaçlarla uğraşmanın kimseye bir faydası yok. Çünkü kral çıplak. Süper Lig'in kalitesi ortada. Türkiye'nin en iyi takımı Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde iki karşılaşmada aldığı puan sıfır! Son yıllarda Avrupa kupalarında takımlarımız tel tel dökülüyor! Böylesi bir durumda Milli Takımımızın da bu görüntüden sıyrılarak uluslararası düzeyde başarılı sonuçlar alma şansı yok. 2008 Avrupa Şampiyonası'ndan sonra geriye gidiş sürüyor. Kişileri bir kenara bırakarak futbolumuzun temel sorunlarını çözüme kavuşturmadığımız takdirde bu görüntü, değişmeyecektir.