Her ölüm erken ölümdür, Metin Kurt bu felsefeyi saptama dışında erken öldü. Futbolcu iken 'milat' olmuştu. 70'li yıllar... Yaşım henüz 15-16. G.Saray'ın Brian Birch ile birlikte Türkiye Ligi şampiyonluklarına abone olduğu kadronun en önemli oyuncularından biriydi. Ulusal takımımızda da sayısız kere forma giyme başarısı gösterdi. En verimli çağında kulüp yönetimiyle fikirleri yüzünden ters düştü ve Kayserispor'a gitmek zorunda bırakıldı.
O dönem, ülkede sosyalizm rüzgarları esiyor, faal bir futbolcunun sözleri, eylemleri Karl Marx ile anılıyordu. Artı değerden, emekten, sömürüden söz ediyordu bu insan... Herkesin emeğinin karşılığını almasını savunuyordu. 'Ne az, ne çok' Bu futbol dünyamızda bir ilkti. Fakat savunduğu fikirler futbolu yönetenler tarafından sakıncalı görülüyordu. Basın da o dönem kulüplerle ters düşmemek için Metin Kurt'un söylemlerine fazla ilgi göstermiyordu. Hatta ilginin dışında eleştiriden de en fazla pay alan kişilerin başında geliyordu. Ben ve benim kuşağım Metin Ağabey'i böyle sevmiştik. Daha o yıllarda profesyonel futbolcuların kurtuluşunun sendikalaşmaktan geçtiğini savunmuştu. Daha sonra bunu gerçekleştirdi ama tamamlayamadı.
Değeri anlaşılamadı Metin Kurt'un! Türk futbolundaki sorunları bilen ve çözümleri de üretme becerisine sahip bu önemli futbol emekçisinden bugüne kadar neden yararlanılmadı? Bunun iyi irdelemek gerekir. Çok erken aramızdan ayrıldı Metin Ağabey, ışıklar içinde yatsın...