Beşiktaş'ın sezon başındaki görkemli algısı ve büyüsü bozuldu. Son 5 haftadaki gel-gitlerin birkaç nedeni var. Öncelikle Bilic'in aldığı üç maçlık ceza sarsıntıda önemli bir paya sahip. Her teknik adamın takımın üzerindeki etkisi farklıdır. Gelişen süreçte bir daha gördük ki Bilic'in kenardaki varlığı takım için ortalamanın çok üstünde bir değere sahip. İkincisi sakatlıkların üst üste gelmesi. Özellikle Atiba, Oğuzhan ve Sivok'un sakatlıkları. Atiba olmayınca bütün yük Veli'nin üzerine kaldı. Atiba'sız takımın sanki havası kaçtı. Oğuzhan 11'de yer aldığında veya sonradan oyuna girdiğinde Beşiktaş'ın paslaşma yüzdesi artıyor. Adam eksiltme özelliğinin yanı sıra Fernandes'le uyumu takım içinde fark oluşturuyor. Sezon başında ısrarla Beşiktaş'ın Almeida'nın yerine bir golcüye, Sivok'un yanında da üst düzey bir stopere ihtiyacı olduğunun altını çizmiştim. Hatta çizgi dışına çıkarak, "Para harcanacaksa Ömer Toprak daha fazla değer kazanmadan transfer edilmeli" ısrarını yapmıştım. Ömer Toprak konusunda hala aynı fikirdeyim.
ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN
Sivok'un yokluğunda defansın ne kadar acziyet içine düştüğünü hep birlikte gördük... Bilic'in kalitesine inanan ve tercihlerine genelde saygı duyan biri isim olarak ilk büyük şaşkınlığımı Pedro Franco'da yaşıyorum. Kampta izlediğim eksiklerine rağmen beğendiğim Franco, bu şartlarda bu defansta oynar. Ve iddia ediyorum çok da iyi oynar. 4 aydır fiziksel yükleme yapılan, A2 maçlarında oynatılan Franco'ya en azından şimdi, defans tel tel dökülürken şans verilmeyecekse ne zaman verilecek? Turşusunu kurup soğuk günlerde mi yiyeceksiniz?