İki puan sisteminin uygulandığı dönemler aklıma geldi dün akşam. İki takım da birbirinden korkuyor ve orta sahaları risk almıyor. İki takımın orta saha oyuncuları rakip orta sahalara yakın oynuyor ve oynamak değil önce oynatmamak istiyordu. Bu da kısır bir maçı getirdi. İki takım beklerinden bir kere Veysel çıktı o da penaltı oldu.
Dany, çabuk ve atletik bir oyuncu ama iki korkulacak özelliği var. İlki, dünkü gibi anlamsız fauller yapıyor. Bir de topla gereksiz oynuyor.
İlkini dün de yaptı ve Beşiktaş gereksiz yere geriye düştü.
İkinci yarının başında Almeida'nın vuruşunda Muslera başarılıydı. Bunun dışında hemen hemen "Bu da kaçar mı" dediğimiz pozisyon yok. Oyun kalitesi düşük. İki takımın orta sahalarının gününde olmaması forvetleri de etkiledi ve pozisyon sayısını çok düşürdü. Cüneyt Çakır tansiyonu yüksek maçı, hata da yapsa fazla kart kullanmayarak oyuncularla diyalog yoluyla sürdürdü ve bence doğru yaptı. Beşiktaş oyunun sonlarında gol için risk aldı. İlk yarıda Tolga'nın oyunun sonlarına doğru Cenk'in sakatlığı da Beşiktaş'ın oyun içinde en büyük handikabıydı.
Kadrolar geldiğinde iki takım için de sağ bekler sürpriz oldu. Çok da sırıtmadılar. Veysel çıktığında etkili olup penaltı yaptırdı.
Drogba ve Sneijder'in etkisiz oyunu, skor avantajını bulan G.Saray adına rahatlamak için ikinci golü bulmaya engeldi. Olcay ve Oğuzhan'ın da kötü gününde olması, Beşiktaş adına pozisyon sıkıntısına yol açtı.
En sona bir kardeşimi bıraktım... Adı Semih Kaya. Gönlü yumuşacık. Müthiş futbolcu, sahanın en iyisi, belki de sezonun en iyi stoperi. Ama futbolculuk gelir geçer. Fakat dünkü davranışı şampiyonluk mücadelesi verilen bir maçta Cüneyt Çakır'a yardımcı olması ve "Top benden çıktı" demesi örnek alınacak müthiş bir davranış.
Semih kardeşim; zaten senin iyi bir futbolcu olduğunu biliyoruz. Centilmen ve iyi bir insan olduğunu da duyuyorum. Seni çok seviyorum Semih kardeşim.