İlk kez karşılaştığımız iki olay var... Sahaya atlayan taraftarı gördüm, sahaya atlayanın futbolcuya saldırdığını da gördüm, taraftarı tekmeledi diye atılan futbolcu ilk kez gördüm.
Yanlış anlayacaklar diye de çekiniyorum ama sahada biri gelip arkadaşımı dövse, ben de onu döverim. Tabii kimse kimseye tekme atmasın ama kim olursa olsun arkadaşına tekme atılmışsa boş durmaz.
6 hakem çıktı enteresan şeyler olmaya başladı. Barış Şimşek topu elinde olan oyuncuyu görüyor, diyelim o görmedi 4. hakem, yardımcı hakemler kimse görmüyor.
Bence hakem kendine kart göstermeli.
Eğer o penaltı verilse skor Beşiktaş'ın lehine 2-0 olacaktı ve maçın rengi değişecekti belki de. Hakem penaltıyı vermeliydi.
Beşiktaş düşmanı dışarıda aramasın. Galatasaray maçı ardından Kasımpaşa maçı. Fernandes'in yerinde olmak istemem. Ortada kaldı. Kırmızı kart kural doğru dese bile ben disiplin kurulunun yerinde olsam saymam o kartları. İnsanın yaptığı bir iş bu. Duygularımız var. Protestonu et, bağır çağır ama sen ne yapıyorsun gelip tekme atıyorsun futbolcuya. Seyircinin tekmelenmemesi lazım ama ben Federasyon'un yerinde olsam iki oyuncunun kartını da iptal ederim.
Bilmiyorum nereye gidiyoruz? Zaten ligde bitti gibi. Kasımpaşa ile arada 8 puan var. Galatasaray'la 11, Beşiktaş'la 12 puan.
G.SARAY ÇORBAYA DÖNDÜ
G.Saray için iki gün süren Juventus maçı çok önemliydi. Önemli bir başarı elde edip bu koşullarda gruptan çıktılar. G.Birliği maçı öncesi fiziksel anlamda dinlenme süreleri vardı ve maçtan önce liderin 12 puan gerisindeydiler. Bence "Olmazsa olmaz" denecek bir deplasmandı Ankara deplasmanı. Fakat fizik olarak toparlanması gereken G.Saray'ın mental olarak toparlanmadığını gördük. Maça o kadar kötü başladılar ki hala Çarşamba gecesindeydiler.
Bireysel anlamda Melo ve Drogba oyun boyunca iyi, onlar dışında oynayan da sonradan girenler de vasattı. Özellikle ilk yarıda Sneijder'in maç 0-0 devam ederken kaçırdığı pozisyon dışında fırsat bulamadılar. Üçlü defans top rakibe geçince 5'li kalıyordu. Melo da hemen bunların önüne gelince hücum yapma şansı azalıyordu. Enteresandır tek forvet oynayan, gezgin forvet Stancu'yu 6 oyuncuyla tutmaya çalışıyorlardı. Hatta tutamadılar ve golü buldu Stancu.
GERİYE DOĞRU GİDİYORLAR
Sonra Hakan çıkıp Burak girince Semih'i sol beke kaydırıp dörtlüye döndü. Her şey aklıma gelir, hatta stoperden sol bek de olur ama 1-0 gerideyken Semih'ten sol bek olmaz. Daha sonra Sabri ve Aydın girdi. Burak soldan santrfora geçti. Bir ara 4-1-4-1 gibi kaldı, sonra 4-4-2 oldu. Antrenörlerin oyun içinde zaman zaman sistem değişikliğini desteklerim ama çorbayı değil. Çorbaya döndü G.Saray! Mancini gelmeden önce "Kompakt, sisteme bağlı bir takım yaratır" beklentileri vardı. Ama gördük ki oyun içinde oyuncuların yerlerini değiştirdiği kadar takımın sistemini ve taktiğini o kadar çok değiştiriyor ki bu rakiplere dezavantaj değil avantaj getiriyor. Dağınık bir görüntü veriyor. G.Birliği dönen topları aldığında kalabalık çıkarken tehlikeli bölgelerde etkisiz kaldılar. Stancu dışında öndeki oyuncuların yetersizliğinden üretemediler. G.Saray'ın daha ligin 15. haftasında 11 puan geriye düşmesi hiç beklenen bir durum değildi. G.Saray'ın ligde işinin bundan sonra çok zor olacağını düşünüyorum. İdeal sistemlerden çıkıp her gün farklı ama dağınık bir görüntüyle geriye doğru gidiyorlar.