Son üç maçını kazanıp, evinde favori olarak çıktığı maçta rahat bir galibiyet elde etti Fenerbahçe. Zaten ilk 20 dakika sonrasında açıkçası bugünkü derbiyi beklemeye başladı. Bir duran top, ardından savunma arkasına Gökhan'ın attığı meşin yuvarlakla Kuyt'ın ağları bulan vuruşu maçı formaliteye çevirdi. Kalan yetmiş dakikada çok disiplinli bir maç olmadı.
Fenerbahçe'nin konsantrasyonu iyi, zaman zaman pres yaptı. Bir iki cılız pozisyon dışında, rakibin zaman zaman oyun oynamasına izin vermesine rağmen pozisyon vermedi. Kendi adına da attığı kadar pozisyona girdi. Hem kulübedeki hocası hem oyuncular hem taraftar hem de televizyon başındakiler 20'de bittiğini gördüler. Elazığ takımının geçen sezon Yılmaz Vural'la başlayan, yeni antrenörü ile devam eden bir geleneği var. İçerde ve dışarıda top oynamayı, açık oynamayı düşünen bir takım. Özellikle Meireles ve Mehmet Topal'ın iyi performansları, onların pozisyonlarını başlamadan bitirdi.

YANAL'DAN DOĞRU 11
Ersun Yanal da dün çok doğru 11 çıkardı. Kadroya almadığı iki oyuncuyu birden bu kez 11'de oynatarak "Aklımda siz de varsınız" dedi. Yani "Sizi dışlamadım. Dışardaki dedikoduları boş verin işinizi yapın" mesajı verdi. Sow da tribünden sahaya inmenin kıymetini bilmek adına oyunun başından sonuna kadar hareketliydi. Güzel futbolunu da üç golle süsledi. Adeta "Bir daha tribüne çıkmak istemiyorum" der gibiydi. Egemen özellikle tehlikeli bölgeye geldiğinde rakip oyuncuları hiç döndürmemeye çalıştı. Fenerbahçe'nin bu tip maçlarda avantajı; iki beki doğru zamanda ve iyi çıkıyor. Bu rakipler için rahatsızlık verici. O zaman iyi de oynamasan sonuç alabiliyorsun. Kaldı ki dün imkanı olmasına rağmen Webo kuvvetsiz günündeydi. Dolayısıyla koordinasyonda da problem oldu. Özellikle ceza sahası içindeki topla alışverişlerinde iyi değildi. Sonuç olarak Fenerbahçe favori olduğu maçı favori gibi oynayarak, Meireles'in iyi futbolu ve hakem Yıldırım'ın da iyi yönetimiyle zorlanmadan kazandı ve derbiyi beklemeye başladı.

MAÇIN ADAMI: MOUSSA SOW