Sabır, bütün soruların cevap anahtarı.
Aykut Kocaman yapmak istediklerini anlatmaya çalışırken, argümanlar ortaya koydu. Bir tanesi 'teknik adam takımı', ötekisi '120 kilometre' koşu mesafesiydi. "O zaman atletlerle oynasın futbolu" dediler, her zamanki futbol görgüsüzleri.
Benzerleri, Avrupa Ligi ilk maçı öncesinde, "En başarısız teknik adamsınız. Bu periyot için ne diyorsunuz?" diye de sormuştu. Şaşırdı Kocaman, "Maçlar bittiğinde tablo değişecektir" diye nazikçe cevapladı.
Şimdi Avrupa'nın ikinci kupasına dört maç uzaklıkta.
17 karşılaşma oynadı Türkiye dışındaki rakipleri ile. Bu sorunun sahipleri ise o günlere dönemiyorlar yorumlarında. Çünkü bir sürecin hesabını yapamıyorlar. Ağaca bakarken, ormanı göremediklerini bilemiyorlar hala.
120 kilometre koşu mesafesinin, yıldızların ayağına bakan bir takımı, nasıl makine haline getirdiğini görüyoruz.
PUTLARA TAPMAKTAN VAZGEÇTİLER
Fenerbahçe taraftarı artık putlara tapmaktan vazgeçmeye, saha içinde savaşan oyuncularının 'kalbiyle' düşünmeye başladı. Onlar da emeğe saygı duymayı öğrendiler. Anlık kahramanların değil, her an savaşanların doğru performansı getireceğini anladılar. Üçüncü yılının sonuna geliyor Aykut Kocaman... İstediği değişime ancak başlayabildi. Hala çok eksiği olduğunu biliyor ve bunu tamamlamak için kafa yoruyor. Fenerbahçe tarihinde ilk defa takım olmayı, birlikte hareket etmeyi, yumruk olarak kazanmayı başardı. Bunun sürekli olması için "tabela" gerekiyordu. Üç kulvarda süren mücadeleleri, sezonu en az 61 maç oynayarak tamamlamayı garantilemeleri bile tatmin etmiyordu insanları. Şimdi kimseye konuşacak kelime bırakmadılar. "Ben bisikletimle tur vermem" diyen oldu bunu başaran insana. Yıllar önce Mustafa Denizli de "Bir kibrit bile çakmayanlar, beni eleştiriyor" diye yakınıyordu aynı tavırlardan. Aykut Hoca, afişlerin üstündeki büyük puntodur artık; "Bir Aykut Kocaman eseridir" yazıyor Fenerbahçe'nin müthiş yürüyüşünde...
Lazio maçı seyirciyi 'taraftar'a çevirdi
Lazio maçı bıçak sırtında oynandı.
Sadece tur için değil, tribünlerin performansı da çok önemliydi. Avrupa Kupaları'ndan atılmanın eşiğindeydi Fenerbahçe. Stattan sorumlu Asbaşkan Ömer Temelli, taraftarların sahaya girdiği Shakhtar maçından beri endişe doluydu. "Küfür bile etmeyen insanlar, sahaya girmeyi alışkanlığa çevirdiler.
Bir çare bulmamız gerekiyor" diyordu.
Her maç öncesinde taraftar gruplarıyla ilişkilerini sürdürdü. Hepsine doğruları anlattı. O meşaleler yandıkça isyan etti. Ama sonunda tribünlerin takımın bir parçası olmasını sağladı. Lazio karşılaşması, seyircinin tekrar 'taraftar' haline dönüşmesini sağladı.
Sistem 2-5-3
Bu rakamlar bir saha dizilişidir ve Fenerbahçe'nin sahadaki düzenidir. "Tek forvet" ulemalarının söylediklerinin tam tersine, Aykut Kocaman'ın takımı üç forvetle oynuyor. Son 11'e göre konuşursak, Moussa Sow, Pierre Webo ve Dirk Kuyt'un en çok bulundukları bölge, rakip ceza alanındaki yarım dairenin çevresi. Beklerin öne çıkmasıyla birlikte orta saha beşleniyor ve iki stoper bölgelerini koruyor.
Beş yıl önce gelseydi...
Bir oyuncu takımın çehresini bu kadar değiştirir, böylesine efektif bir katkı sağlar mı? Webo'nun Fenerbahçe ön tarafına getirdiği zenginliğin, oyuncunun takımın bir parçası olmayı tercih eden yapısıyla çok ilgisi var. Kendini sakınmadan oynuyor ve fedakarlığını esirgemiyor. Sadece gol bölgesinde değil, rakip stoperin ensesinde de çok sık görüntü veriyor. Bu Webo 2008'de Güiza ile birlikte Mallorca'da oynuyordu. Fenerbahçe'nin her kuruşunun peşinde olduğunu söyleyenlerin kimi tercih ettiği ortada. Beş yıl önce, beş yaş genç ve yanındaki oyuncuyu kral yapan yerine, pahalısıyla anlaştılar. Aykut Kocaman neleri değiştirmeye çalışıyor, anlayın artık.
Gökhan Gönül-Dirk Kuyt
51 maç oynadı Fenerbahçe... Oyuncu performanslarında iki isim çok öne çıkıyor; Gökhan Gönül ve Dirk Kuyt... Bu iki oyuncu defansta, orta sahada ve hücumda en fazla topla oynayan, top kapan, pas yapan, ceza alanı içinde yer alıp, rakip ceza alanına da top gönderen oyuncular. Kuyt, adı golle anıldığı için çok göz önünde. Takdiri ve beğeniyi rahat topluyor. Ama Gökhan Gönül'e formsuz, eskisi gibi değil diyenler bile ortaya çıkıyor. Tecrübeli oyuncu, takımın diğer sekiz oyuncusunun çok önünde oynuyor, sorumluluk alıyor, takımı için riske giriyor ve sahada saklanmıyor. Bunu ben değil, analiz rakamları söylüyor.