Sağlıklı bir yaşam sürebilmek için sağlıklı bir kalbimiz olması gerekir ve bu ikisi daima doğru orantılıdır. Kalp sağlığına dikkat etmek ve bu süreci iyi yönetmek, yaşlanma etkilerini azaltarak uzun ve sağlıkla yaşanan bir ömre kavuşmamıza yardımcı olur. Kalp ile ilgili en fazla bilinen gerçek, boyutudur; genellikle de bir insanın yumruğu büyüklüğündedir. Göğüs boşluğunuzun içinde, öne yakın ve ortasında adeta sol göğsünüze doğru uzanan bir şekilde yatar. Kalbiniz, vücudunuzun hiç durmadan çalışan yakıt deposudur. Siz günün adeta delirten temposuna yetişmeye çalışırken, beyniniz başta olmak üzere tüm organ ve uzuvlarınızın ihtiyacı olan oksijen yüklü kan, kalbinizden pompalanarak ihtiyaç duyulan yere ulaşır. İstirahat hailindeki bir yetişkinin kalbi bir dakikada yaklaşık 60-100 kez atar. Bu rakam çocuklar için biraz daha yüksektir. Ortalama bir insan ömrü boyunca, sağlıklı bir kalp yaklaşık 3 milyar atış gerçekleştirir.
BİLİNÇLENME ARTARSA RİSK AZALIR
Her bir kalp atışı sonrası yeter miktardaki kan, vücudun ana damarlarına doğru hareket eder. İki parmağınızla el bileğinize hafifçe bastırarak hissedebileceğiniz bu basıncın etkisiyle bir gün boyunca vücudunuzda hareket eden kan miktarının ne kadar olduğunu hiç düşündünüz mü? Basit bir hesap yapalım... Ortalama bir insanın kalbi günde yaklaşık 104 bin kez atar ve her bir atımda yaklaşık 70 ml kan pompalar. Bu durumda sağlıklı bir insanın vücudunda sadece bir günde yaklaşık 7.3 ton kan dolaşır. (Bu rakam sahip olduğumuz kanın dolaşımdaki etkisini ifade eder.) Bu basit ama çarpıcı sonuçlar veren hesap sonunda ortaya, kalp rahatsızlıklarını kesinlikle ihmal etmememiz gerektiği neticesi çıkıyor. Tüm dünya genelinde yaşlı ya da genç ayırt etmeksizin ölüm sebeplerinin başında kalp rahatsızlıkları geliyor. Centers for Disease Control and Prevention'a (Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi) göre ABD'de her 25 dakikada bir koroner rahatsızlık tespit ediliyor. Bir kalp cerrahı olarak söyleyebilirim ki; kalp hastalığına yakalanma riski, bilinçlenmenin artmasıyla kontrol altına alınabilir, uzun ve sağlıklı bir yaşama kavuşulabilir. Potansiyel risk faktörlerini öğrenmek ve korunmak için gerekli yöntemleri hayatımıza adapte etmek için hiçbir zaman geç değildir.
DÖRTTE BİRİ KALP KRİZİNDEN ÖLÜYOR
Erkeklerde kalp krizine yakalanma yaşı yaklaşık 65'tir. Ancak tıpkı kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de kalp rahatsızlıklarına yakalanma riski her yaş için geçerlidir. National Center for Health Statistics (Sağlık İstatistikleri Ulusal Merkezi); Amerika Birleşik Devletleri'nde 2009 yılında ölen 307 bin 225 erkeğin ölüm sebeplerini araştırdığında, dörtte birinin kalp rahatsızlıkları sebebiyle hayatını kaybettiğini tespit etmiş. Ayrıca, kalp rahatsızlığı sebebiyle hayatını kaybeden bu insanların büyük kısmının, ani gelişen kalp rahatsızlığı sebebiyle öldükleri, bu kişilerin de yarısının öncesinde bir şikayetleri olmadığı tespit edilmiş. Henüz zamanımız varken kalp sağlığımızı daha fazla önemsemeli ve vücudumuzun bize yolladığı sinyalleri yeter dikkatle dinlemeliyiz. Amerikan Kalp Derneği'nin (AHA) Kasım 2013'de yayınladığı klavuzlara göre insanların tam tahıllara yönelmeleri, haftada üç kez 40'ar dakika terlemeleri ve kolesterollerini kontrol altında tutmaları önerilmiştir. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki; alışkanlıklarımızın arasına minik yenilikler katarak, daha uzun ve sağlıklı bir yaşama, gün boyu bize fazlasıyla yetecek enerjiye, çok daha sağlıklı ve parlak görünen bir cilde, hatta daha keskin bir zekaya ulaşabiliriz. Tüm vücut sistemimizi düzenleyerek olası hastalık ihtimallerine karşı önlem alabiliriz.
KADINLAR SİNYALLERİ ÖNEMSEMİYOR!
Kadınlarda kalp krizine, genellikle 70 yaş ve üzeri zamanlarda rastlanıyor. Ancak bu istatistik, daha erken yaşlarda kalp rahatsızlıklarına yakalanmayacağınız anlamına da gelmiyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; 20 yaş altı kadınlarda kalp rahatsızlıkları sebebiyle ölüm, meme kanserinin sebep olduklarından daha fazla. Ayrıca 35-54 yaş aralığındaki genç kadınlarda rastlanan kalp krizi oranı son 20 yılda hatrı sayılır bir artış gösteriyor. Women's Health and American Heart Association'ın yaptığı bir araştırmanın sonuçları da oldukça üzücü. Anket çalışmasının sonuçlarına göre, soruları cevaplayan kadınların yüzde 40'ı kalp rahatsızlıklarını ikinci plana atıyor. Oysa kalp rahatsızlığı sebebiyle hayatını kaybeden kadınların dörtte biri, ergen sayılabilecek yaşlardan itibaren gerekli sinyalleri alıyorlar.