İzmir
Tepecik Hastanesi'nin Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Akbulut, çok tartışılacak bir konuyu gündeme getirdi. ABD'de bazı eyaletlerde 1970'li yıllarda uygulanmaya başlanan, Türkiye'de bilimsel çevreler dışında konuşulmayan "tıbbi vasiyet" kavramını tartışmaya açan Akbulut, "Kişinin sağlığında, ileride bilincini kaybettiği takdirde yapılacak tıbbi müdahaleler hakkında kendisinin önceden karar vermesi gerekir. Bu tıbbi vasiyetin ülkemizde de bir hak olarak tanınması gerekir" dedi. Kişilerin sağlığında avukatına veya ailesine, "Tıbbi açıdan bana yapılacak bir şey kalmadığımda tedavimi yavaşlatın" vasiyetinde bulunabilmesi gerektiğini anlatan Akbulut, "Yani kişi tedavisi olmayan, acı çektiren bir hastalığa yakalandığında, sağlık çalışanları kişinin tıbbi tedavisini yavaşlatabilecek. Kalbi durduğunda bir daha çalıştırılmak için kalp masajı yapılmayacak. Yaşam hakkı kutsal olduğu gibi onurlu bir ölüm hakkının da mevcut olduğunu bilmemiz gerekiyor" diye konuştu.
'
FAYDASIZ YARDIM'
Akbulut, "Bu konuyu tartışmamız gerekiyor. Hekimler olarak karar verme yetkimiz yok. Hastanın ağrıları varsa bu ağrılar eziyet oluyor. Tıbbi olarak hiçbir ümidi kalmamış. Faydasız bir tıbbi yardım oluyor. Biz buna böyle diyoruz. Bunlar her hasta için söz konusu değil. Bunu toplum olarak tartışmamız lazım. Gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamında bu tür haklar var. Tıbbi vasiyet insan hakkı ama yasal düzenleme gerekiyor. Temel amacımız hekim olarak insanı yaşatmak. Ancak yaşatma konusunda hiçbir ümit kalmadığında faydasız tedavilerle hastayı üzmenin bu süreci uzatmanın doğru olmadığını düşünüyoruz" dedi.
DÜZENLEME MÜMKÜN
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nüket Örnek Büken, "Hastanın kendi bedeni ile ilgili tıbbi kararları henüz karar verme yeterliğine sahipken kendisinin vermesini sağlayacak düzenlemeler"in mümkün olabileceğini söyledi. Büken, "Tedaviden beklenen yararın, olası risklerden fazla olmaması durumunda bu girişimin yapılmasını etik açıdan haklı çıkarmak güçtür. Ancak yararın ne olduğu ve kime göre belirleneceği temelde değer yüklü bir sorudur. Sağlık çalışanları bazı durumlarda hastaya tedavi uygulanmasını yararsız buldukları halde, değişik nedenlerle tedaviye başlamama, tedaviyi sonlandırma, canlandırma uygulamama kararlarını alamamaktadırlar. Bu da tıpta sınırlı kaynakların adil kullanımında sıkıntılara yol açmaktadır" şeklinde konuştu.