Anne adayının kan grubunun doğumdan önce bilinmesi bir zorunluluktur. Şayet anne adayı kan grubunu doğru ifade etmeme olası bulunan bir belgeye sahipse yeniden kan grubunun tespiti için test yapılmalı.
Kan grubunun bilinmesi doğacak kan uyuşmazlığı durumlarına karşı önlem almak için oldukça önemli. Bunun örneklerinden biri anne Rh (-), baba Rh (+) olduğunda doğacak bebeğin, Mendel Kanunlarına göre, babanın genetik yapısına bağlı olarak (heterozigot veya homozigot) %50 veya %100 Rh (+) olarak dünyaya geliyor olması. Babanın, kan grubunu belirleyen genleri nasıl düzenlendiği bilimsel araştırmalarda saptanamadığından, annenin Rh (-), babanın Rh (+) olduğu her durumda genel olarak bilinen, klasik "kan uyuşmazlığı" veya "Rh uyuşmazlığı" olduğu var sayılıyor.
Dünyaya gelen bebek gerçekten Rh (+) ise, kanı çok az miktarlarda bile olsa annenin kanına karışırsa tehlikeli bir durum ortaya çıkıyor. Çünkü annenin bağışıklık sistemi kendi kırmızı kan hücrelerinden farklı olan, bebeğin kırmızı kan hücrelerine karşı antikor denilen maddeler oluşturuyor.
Klasik kan uyuşmazlığı durumlarında annenin antikorları ikinci gebelikte, bebek dolaşımına çocuk eşinden (plasenta) geçerek kan hücrelerini öldürmeye başlıyor. Ne kadar büyük oranda antikor geçerse, bebeğin anne karnında, kansızlığa bağlı kalp yetmezliği ve buna bağlı ölme riski o kadar artar. Hem anneyi hem de bebeği korumak için en uygun çözüm, annenin bağışıklık sistemi bir kez uyarıldıktan sonra geri dönülmez bir şekilde yabancı kırmızı kan hücrelerine karşı antikor ürettiğinden, bu uyarının hiç oluşmaması sağlamak.
Bu uyarılma işlemi ilk doğumda %1 oranında oluşabiliyor. Ancak her uyarının doğumla gelmesi söz konusu değildir. Bu yolun dışında, kan uyuşmazlığı, yanlış kan nakli, kan ile bulaşmış cerrahi aletler ile girişim veya enjeksiyonlara bağlı olarak meydana gelebiliyor.
Bu nedenle Rh (-) olan her anne adayı, hamilelik sürecinin başında anti-Rh antikorlar açısından araştırılmalıdır (İndirekt Coombs Testi.)
Kan uyuşmazlığının en önemli tedavisi korunma olduğundan aşağıdaki kurallara uyulmalı:
• Hamilelik döneminin başında eşlerin kan grupları tespit edilmeli.
• Anne ve baba adaylarında Rh uyuşmazlığı varsa indirekt coombs testi uygun aralıklarla tekrarlanmalı.
• Gerekli görüldüğü takdirde ilk gebelikte 28. haftada erken korunma iğnesi (Rh hiper immün globulin) yapılabilir.
• Bebeğin kan grubu Rh pozitif ise; sonraki bebekleri korumak için antikor üretimini engelleyecek Rh hiperimmunglobin enjeksiyonu 72 saat içinde yapılmalı.
• Annenin duyarlı hale gelmiş olması bebeği riske sokar. Bu nedenle hamileliğin ilerleyen aylarında; kandaki antikor düzeyleri kontrol edilir. Antikor düzeyi yüksekse, özel testlerle bebeğin sağlığı mutlaka bir perinatoloji kliniğinde takip edilmeli ve uygun tedavi yapılmalı.
• 3 aydan büyük düşüklerde immunglobulin uygulaması tam doz yapılmalı. İlk 3 ay içinde 6 - 8 haftadan sonra ceninde kırmızı kan hücreleri oluşmaya başladığından düşük doz hiperimmünglobulin (koruyucu iğne) yapılması uygun olur.
• Tıbbi nedenlerle veya isteğe bağlı olarak kürtajlarda Rh hiperimmunglobulin müdahaleden önce uygulanmalı, operasyon mümkünse vakum ile yapılmalı.
Kaynak: Haber7