Oğuz Kılınç, son yıllarda Türkiye'de sigarayı bıraktırma yönünde yapılan çalışmaların büyük önem taşıdığına dikkati çekti. Sigara ve nargile dahil olmak üzere tüm tütün ürünlerinin aktif kullanımıyla pasif duman solumanın da sağlığa zararlı olduğunu belirten Kılınç, şöyle devam etti:
'İster hareket ister de uyurken olsun bunu içmek ya da pasif dumana maruz kalmak sağlığa zararlı. Ancak yürürken, hareket ettiğinizde nefes alma sıklığı artıyor. Nefes alma sıklığı ve derinliği arttığı için sigaranın içindeki zehirlerin akciğerin ve vücudun diğer tüm uç noktalarına kadar gitme olasılığı güçleniyor. Daha fazla zehir soluyorsunuz. Bir yangının ortasında koşarsanız oradan alacağınız duman miktarı artacağı için yükünüz de artar. Tabii ki hareket etmeden sigara içmenin de koruyucu bir önlem gibi algılanmaması gerekiyor. Bunun 'Ben otururken ya da hareket etmezken içtiğim sigara, koşarken ya da yürürkenden içtiğim sigaradan daha az zararlıdır' gibi algılanmaması lazım.'
Kılınç, sigarada bağımlılık yapan şeyin nefesler şeklinde çekilmesi olduğunu, her nefes çekimi sırasında beyindeki bağımlılık yapıcı maddenin salgılandığını, bunun şiddetli miktarda salgılandığı zaman da kişinin bağımlı olduğunu kaydetti. Sigarayı bırakma tedavilerinde kan akışının düzenlendiğine ve bağımlılığın azaldığına işaret eden Kılınç, şöyle devam etti:
"Patlıcanın içerisinde barındırdığı nikotinden dolayı sigarayı bırakmada yardımcı olduğu yönünde bir şehir efsanesi var. Bir tane sigaranın içindeki nikotin miktarını almak için bir kamyon patlıcan yemek lazım. Bu anlamda üretilmiş sigarayı bırakmayı kolaylaştıran nikotin preparatları var. Bant, dil altı tablet, sakız şeklinde, Uygun hastalarda bunlar sigarayı bırakmaya yardımcıdır ama sigaradan aldığınız nikotinin ancak yüzde 35'ini 24 saatte alırsınız. Nikotinle ilişkili olmayan Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış ve tedaviye yardımcı olan ilaçlar da var. Onlar da bu hastalığı tedavi eden etkili yöntemlerdir."