Hastanın yaşı ve kanser tedavisinin şekli ve süresi kanser tedavisi ve/veya sonrasında kısır kalma riskini belirleyen faktörler. Yaş ilerledikçe doğal olarak yumurtalık rezervi de azalma gösteriyor. Genç yaşta ve rezervi daha fazla olan bir hastanın yumurtalık dokusunda kemoterapi sonrası yumurta kalma şansı ileri yaşta ve rezervi daha az olan bir hastaya kıyasla daha fazla. Başka bir deyişle hasta ne kadar genç ise tedavi sonrası erken menopoz ve kısırlık riski de o oranda az oluyor. Tedavinin şekli ve süresi kısırlık riskini belirleyen bir diğer faktör.
Tedaviye başlamadan önce doğurganlığı koruyucu işlemlerin önemine dikkat çeken Op. Dr. Batu Aydınuraz, "Embriyo dondurma, yumurta hücresi dondurma (oosit) ve yumurta dokusu dondurma kanser tedavisine bağlı kısırlıktan korunmanın 3 yoludur" dedi ve o yöntemleri şöyle anlattı:
• Embriyo dondurma sadece evli hastalarda uygulanabilir. İşlem bir tüp bebek tedavisidir. Kısırlıktan korunmada en başarılı yöntemdir, zira dondurulup çözülen embriyo başına gebelik oranları %30 düzeyindedir.
• Evli olmayan erişkin hastalarda yumurta hücresi dondurma (oosit) işlemi, düşünülmesi gereken bir seçenektir. İşlem aynı embriyo dondurmada olduğu gibidir. Tek fark yumurta toplama işleminden sonrasıdır. Embriyo dondurmada sperm ile döllenip saklanan yumurtalar burada döllenmeden dondurulmaktadır. Ne var ki işlemin başarı oranı embriyo dondurmadan daha düşük olup, dondurulup çözülen oosit başına canlı gebelik oranı %10-15'tir.
• Embriyo ve oosit dondurma için zamanı olmayan veya tıbbi olarak buna engel bir durumu olan hastalar ile çocuk çağı kanser hastalarında düşünülmesi gereken bir seçenektir. İşlem diğerlerinden farklı olarak ameliyat gerektirir. Genellikle kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopi ile girilerek yumurtalıklardan bir veya her ikisi alınarak küçük parçalar halinde dondurulmaktadır. Yumurtalık dokusu dondurma hala deneysel bir işlem olarak kabul edilmektedir, zira gerçek başarı oranı henüz bilinmese de diğer iki işlemden daha düşüktür.
Kaynak: NTVMSNBC