Oyuncu Nil Erkoçlar'ın geçirdiği bir dizi operasyonla erkek olmasının ardından cinsiyet değişikliği tekrar gündeme geldi. Plastik cerrahi konusunda Türkiye'nin en iyi hastanelerinden biri olan ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde de cinsiyet değişimi operasyonları yapılabiliyor.
ÇÜ Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Yavuz, cinsiyet değişikliği operasyonlarının gerçekleşmesi için hastanın bir plastik cerrahi uzmanına başvurmasının yeterli olmadığına vurgu yaptı. Sürecin uzun olduğunu kaydeden Yavuz, "Her hastanın hekime başvurmasıyla cinsiyet değişimi gerçekleşseydi, sonrasında yanlış uygulamalar olabilirdi. Bunun en büyük örneği hastanın pişman olması. Çünkü artık geri dönüşünüz olmayabilir" dedi.
Kadından erkeğe ya da erkekten kadına dönüşümün sağlandığı operasyonun ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde yapılabildiğini belirten Yavuz, hastane bünyesinde kurulan Cinsiyet Araştırma Komisyonu'ndan onay alan hastalara cinsiyet değişikliği operasyonu hizmetinin sağlandığını bildirdi. Söz konusu komisyonda plastik cerrahların dışında kadın doğum uzmanlarının, ürologların, psikiyatristlerin, adli tıp uzmanlarının, hatta avukatların bile bulunduğuna vurgu yapan Yavuz, "Bu konseyde her birim ayrı ayrı olmak üzere hastayı değerlendiriyor. Sadece psikiyatristlerin değerlendirmesi bile 2 yılı bulabiliyor. Ayrıca hastanın yasal olarak mahkemeye başvurarak bu dönüşümü belgelemesi de gerekiyor. Tüm bunlar yapıldıktan sonra hastalarımızın ameliyatlarını gerçekleştirebiliyoruz" diye konuştu.
Yavuz, cinsiyet değişikliği ameliyatlarında kadından erkeğe dönüşümün daha zor olduğunu söyleyerek, plastik cerrahinin en zor ameliyatlarından birinin bu olduğunu açıkladı. Yavuz, süreci şöyle anlattı:
"Bayandan erkeğe dönüşümün sağlandığı ameliyatta sadece hastanın göğüsleri küçültülmüyor, ayrıca cinsel organ da yapılıyor. Bu işlemin ayrıca epilasyonları da var. Bu işlem yıllardır klasik ameliyatlarla yapılmıştı. Bu nedenle de çok iddialı değildi ama bugün mikro cerrahinin gelişmesiyle daha iyi sonuçlar alınabiliyor. Operasyonda mikroskop altında damarların ve sinirlerin uç uca hayata geçirilmesi ile biz çok daha modern yöntemlerle penis redüksiyonu yapabiliyoruz. Penis redüksiyonda bacaktan aldığımız ince bir kemik ve üzerindeki etle beraber, damarları ve sinirleri alarak bunu cinsel organ bölgesine taşıyarak oradaki damarları, bacaktaki damarları ve sinirlerin de devamlılığını sağlayarak, hem işeme dediğimiz misyon, hem hastanın varsa eğer sperm olayını, hem içinde kemik olduğu için ereksiyon olayını hem de his olayını gerçekleştirebiliyoruz."
Cinsiyet değişikliği geçiren hastaların çocuk sahibi olma şanslarının da Cinsiyet Araştırma Komisyonu'nda yapılan tetkikler sonucunda saptandığını kaydeden Yavuz, doğuştan gelen bazı özellikler sayesinde hastaların cinsiyet değişikliğinin ardından çocuk sahibi olabileceğini söyledi. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadının operasyonla erkek olması halinde çocuk sahibi olması çok zor. Ama arada bazı doğuştan olgular var. Hem erkeklik organı hem de kadınlık organına sahip hastalar var. Çocukluk yaşından itibaren takip edilen ve belli bir yaştan sonra hangi cinsiyette olacağına karar verilen kişilerde sperm gelme şansı olabiliyor. Kadın olup da doğuştan cinsel organı olmayan hastalarımız var. Bu hastalarımızda rahim ve yumurtalıkların olup olmaması çok önemli. Eğer bunlar yoksa onların da çocuk sahibi olmasına imkan yok. Ama bazı hastalarımızda rahim var, yumurtalık var ama dış genital organlar yok. İşte biz bu organların oluşmasını sağlıyoruz. Böylelikle hastaların çocuk sahibi olmaları için imkan doğuyor. Bu tür vakalar ile karşılaştık ve bizim bu ameliyatları gerçekleştirdikten sonra çocuk sahibi olan hastalarımız var."