Öksürüğün bir hastalık değil, vücudun savunma mekanizmalarından birisi olduğunu anlatan Prof Küçükusta, "Soba tüttüğü zaman bizi öksürük tutar. Bunda amaç vücudumuzu dumandan haberdar etmek. Rahatsız oluyorsun uyarısıdır. Öksürük; solunum yollarına giren bir takım maddeler ya da mikropların, solunum yollarında bazı hastalıklar sonucu oluşan salgılarının atılmasını sağlayan reflekstir. Vücudun savunma mekanizmalarından birisidir. Bu hastalığa bağlı öksürük ise enfeksiyon ise, "havaya bakteri ve virüsleri saçıyoruz" demektir. Öksürüğün sebebini iyi bilmek lazım. Öksürüğü bazı durumlarda kesmek sakıncalı. Öksürüğü değil de öksürüğe yol açan patoloji neyse ona yönelik tedavi uygulamak lazım" dedi.
Bugün öksürük şurubu diye bilinen bir takım ilaçların ne kadar etkili olduğunun belli olmadığını, 60 seneden beri test edilmeden alınan ilaçlar olduğunu kaydeden Küçükusta, "Öksürüğün karşılığı şurup gibi bir imaj vardır. Hap verildiği zaman niye şurup değil denilmektedir. Şuruplara bir takım aromalar da ilave ediliyor. Bu da başka bir problem. Doğal değil, kimyasal madde. Renk, tat olarak içilebilir hale getirmek için konulan kimyasal maddeler. Onların yaşattığı sıkıntılar da ayrı. En önemli konu, öksürüğü değil, ona sebep olan neyse onu tedavi edici ilaç kullanmak lazım. Zatürre olmuş ateşi yüksek. Sadece ateş düşürücü verirseniz düşer. Ama bu mikrobik hastalık olduğu için ona yönelik antibiyotik vermediğiniz için hastalık ilerler" diye konuştu.
Öksürük şuruplarının yanısıra balgam söktürücü olarak bilinen bazı ilaçlar da olduğunu ifade eden Prof Rasim Küçükusta, " 30-35 senedir göğüs hastalıklarıyla uğraşıyorum. İnanın ki ilk yıllardan beri öksürüp şurubu veya hapının bir faydası tespit edilmemiş. Balgam söktürücü diye bilinen bazı ilaçlar var. Bunların da tamamı çocuğu daha çok öksürtmekten başka bir işe yaramıyor" şeklinde konuştu.
Her yıl kış mevsiminde ortaya yeni virüslerin ortaya çıktığını, bunların özel bir ilacı olmadığını da vurgulayan Prof Küçükusta, "200'den fazla virüs türü var. Bu virüsler, nezle, farantjit, ses telleri iltilabı, bronşit yapıyor. Özellikle küçük çocuklar topluma girdiği yıllardan itibaren hastalanıyor. Her geçirdikleri efneksiyondan sonra kalan bağşıklık sayesinde, giderek hasta olmaz hale geliyor. Çocuk yuvaya veya kreşe başladığı ilk sene 3 gün okula gider bir hafta gidemez. İlk yıl böyle geçer. İkinci yıl azalır. 4-5'inci senede yılda bir ikiye iner. Bu durumlarda öksürük çocuğu rahatsız ediyorsa, gece uykudan uyandırıyorsa kusuyorsa o zaman öksürüğü giderici bir takım uygulamalar yapmak gerekir. İlaç vererek olmaz. Bu durum insanların yaşadığı mekanın durumuyla ilgili de bir konu" şeklinde konuştu.