Mersin'in Erdemli ilçesi Toplum Sağlığı Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. Mehmet Emin Tüzün, gribin hafif geçebileceği gibi ciddi seviyede de seyredebileceğini belirterek, "Mümkün olduğunca dinlenmek, vücut direncinin düşmesine neden olacak faaliyetlerden uzak durmak, yüksek ateşin neden olduğu sıvı kaybını önlemek için bol sıvı almak gerektir" dedi.
Dr. Mehmet Emin Tüzün, farklı iki hastalık olan soğuk algınlığı ve gribin ortak özellikleri bulunduğunu belirterek, "Soğuk algınlığının etkeni çoğunlukla 'Rhinovirus' adı verilen bir mikroorganizmadır, grip ise 'Influenza' virüsünün neden olduğu ve soğuk algınlığına kıyasla daha şiddetli seyreden bir enfeksiyondur. Bu virüsler solunum yoluyla ya da el sıkışma gibi direkt temas ile bulaşır' dedi.
Gribin kış dönemlerinde salgınlara neden olan bir enfeksiyon olduğunu, hastalığın hafif ya da ciddi seyredebileceğini anlatan Tüzün, 'Soğuk algınlığında genel olarak boğaz ağrıları, hafif ateş, burunda tıkanıklık, akıntı, öksürük gibi yakınmalar olur. Yaklaşık olarak 3 ila 7 gün arasında iyileşir. Yılda ortalama 2 ila 4 kez, çocuklarda ise 3 ila 8 kez soğuk algınlığı ile karşılaşılabilir. Soğuk algınlığı nadiren bakteriyel sinüzit, orta kulak iltihabı ya da alt solunum yolu enfeksiyonları gibi başka ciddi sorunlara zemin hazırlayabilir. Grip ise genellikle kış ve ilkbahar dönemlerinde salgınlara neden olan bir enfeksiyondur. Grip hafif geçebileceği gibi, ciddi seviyede de seyredebilir' diye konuştu.
Gribin çok kolay ve hızlı bulaşabilen bir hastalık olduğunu dile getiren Tüzün, 'Hastalığın öksürük veya aksırıkla etrafa saçılan damlacıklar ile hava yoluyla bulaşması, hasta kişiler ile doğrudan temas edilmesi ile bulaşma veya hasta kişilerin ağız ve burun akıntıları ile temas etmiş eşyalar yoluyla bulaşması mümkündür. Belirtiler olarak yüksek ateş, kas ve eklem ağrıları, bitkinlik, halsizlik, üşüme, titreme, baş ağrısı, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, aksırık, gözlerde kızarma ve akma sayılabilir. Grip ve soğuk algınlığı, benzer özellikleri sebebiyle karıştırılabilmektedir' dedi.
Gribin bazı kişilerde ağır seyredebileceğini de ifade eden Tüzün, 'Yaşlılar, çocuklar, kalp hastaları, KOAH hastaları, şeker hastaları ve bağışıklık sisteminin baskılandığı kişiler normal popülasyona kıyasla daha fazla risk altındadır. Grip hastalığının taşıdığı en önemli risk, nadir de olsa gelişebilen pnömoni yani zatürree hastalığıdır. Grip, yaşamı tehdit eden bir hastalık olmamasına karşın pnömoni çok ciddi bir hastalıktır ve mutlaka tıbbi gözlem altında tedavi edilmelidir' şeklinde konuştu.
Tüzün, grip ve soğuk algınlığında etkene yönelik bir tedavi bulunmadığına işaret ederek şunları kaydetti:
'Grip için mevcut olan aşıların dışında koruyucu bir yöntem yoktur. Hastalıktan korunmak için bağışıklık sistemini üst seviyede tutmak gerekir. Eğer hastalık ortaya çıkmışsa yapılacaklar ise mümkün olduğunca dinlenmek, vücut direncinin düşmesine neden olacak faaliyetlerden uzak durmak, yüksek ateşin neden olduğu sıvı kaybını önlemek için bol sıvı almak gerekir. Ayrıca bu dönemde en önemli yaklaşımlardan biri de antibiyotik kullanmaktan uzak durmaktır.'