''Journal of Experimental Social Psychology'' dergisinde 2009'da yayımlanan araştırmayla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ruh Sağlığı Hastanesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Abalı, sigara paketlerindeki uyarıların aksi yönde etki yapabildiğini belirtti.
Abalı, ''Korkutma bizim toplumumuzda işe yaramaz. Sigara içen insana 'dikkat sigara öldürür diyor' ve bunun altyapısını oluşturmazsan bu uyarı boşa gider. İnsanlar bunun üstüne gitmeye meydan okumaya başlar'' dedi.
Devletin söz konusu uygulamayı bir önlem olarak gördüğünü fakat insanların bundan etkilenmediği ifade eden Abalı, mesajların farklılaştırılması gerektiğini söyledi. Paketlerdeki uyarıların çok fazla düşünülmeden uygulamaya konulduğunu öne süren Abalı, ''Kiminin aklına, kiminin cebine, kiminin vicdanına seslenen mesajların paketlerde yer alması daha faydalı olabilir'' değerlendirmesinde bulundu.
Doç. Dr. Abalı, sigaranın toplum genelinde masum görüldüğünü, fakat birçok bağımlılığa kapı araladığı için çok tehlikeli olduğunu ifade etti. Abalı, bağımlılıkta genetik yatkınlığın yanı sıra, sosyo-ekonomik durumun da etkili olduğunu belirtti.
Osman Abalı, geçmişteki devlet politikalarının da sigara bağımlılığında etkili olduğunu savunarak, ''Bazen düşünüyorum, acaba insanlar devlet eliyle mi bağımlı yapıldı diye? Biliyorsunuz 60'lı yıllarda her askerin aylık bir kutu sigara hakkı vardı. Devlet bunu ücretsiz olarak veriyordu'' ifadelerini kullandı.
Kamu spotlarının önemli bir görevi yerine getirdiğini vurgulayan Abalı, sigara ile mücadelede medyanın da işin içine çekilmesi gerektiğini söyledi.
Doç.Dr. Osman Abalı, asıl yatırımın gençlere yapılmasını isteyerek, bu sayede kısa vadede milyarlarca liralık kazanç sağlanacağını öne sürdü. Abalı, çocukların erken yaşlardan itibaren maddeye karşı korunmaları gerektiğini kaydetti.
Abalı, çocuklardaki bağımlıklık riskinin iki nedeni bulunduğuna işaret ederek, bunlardan ilkinin genetik özellikler olduğunu anlattı. Ödül mekanizması hızlı çalışan çocukların, bağımlılığa daha yatkın olduğuna dikkati çeken Abalı, ayrıca, ödülü oluşturan maddenin vücutta yeterli olarak salgılanmadığı dönemde çocuğun riskli davranışlara yönelme eğilimi gösterdiğini vurguladı.
Abalı, başlangıçta deneme olarak başlayan davranışların çocukları fizyolojik ve psikolojik olarak bağımlı hale getirdiğini belirterek, hiperaktif çocukların büyük bir bölümünün bu gruba girdiğini söyledi. Bu çocukların daha fazla gözetim altında tutulması gerektiğini ifade eden Abalı, ergenlik döneminde ailelerin daha dikkatli olması gerektiğini bildirdi.
Uzmanların çocukların risk grubuna girip girmediğini, bebeklikten itibaren anlayabildiğini anlatan Doç. Dr. Abalı, ailelere çabuk sıkılan, çok deneme yapan ve hayatında sürekli yenilik arayan çocuklara dikkat etmeleri uyarısında bulundu. Osman Abalı, genetik özelliklerin yanı sıra sosyo ekonomik özelliklerin de bağımlılığa yol açtığını belirterek, göç, maddi sıkıntılar ve boşanma gibi durumların da çocukları olumsuz etkilediğini belirtti.
Abalı, sigara ya da madde bağımlılığının sosyalleşememenin sonucu olduğunu ifade ederek, ''Kişi sosyalleşememişse bunu gidermek için madde kullanır hale gelir. Gerçekten sosyalleşen bireyler maddeye ihtiyaç duymaz'' dedi. Kişisel başarısızlığın ve yetersizliğin bağımlılık yoluyla aşılmaya çalışıldığını da anlatan Abalı, kişinin bu sorunları madde kullanarak gidermeye çalışmasının alışıldık bir durum olduğunu söyledi.