Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türk Ticaret Kanunu'nda problemlerin olduğunun farkında olduklarını belirterek, ''O düzeltmeleri yapacağız, ama bir ertelemeyi düşünmüyoruz'' dedi.
Babacan, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) Gündem Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türk Ticaret Kanunu'nu Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) ele alacalarını bildirdi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve diğer kuruluşlardan gelen görüşler doğrultusunda düzeltmeler yapacaklarını kaydeden Babacan, şöyle devam etti:
''Problemlerin olduğunun farkındayız, o düzeltmeleri yapacağız. Ama bir ertelemeyi düşünmüyoruz. '1 Temmuz'da başlamasın da daha sonra başlasın' demeyeceğiz. Belki geçiş süreçleri koyacağız, belki rahatlatıcı adımlar olacak bu değişiklik paketinin içerisinde. Ama bir erteleme söz konusu olmayacak.''
''Otomatiğe bağlamak, Türkiye'nin bugünkü kayıt dışılık ortamında problem olur diye düşünüyoruz''
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'de kayıtdışılığın hala bir gerçek olduğunu belirterek, ''Girdi faturaları üzerindeki KDV'yi ödedi mi, ödemedi mi Maliye Bakanlığımızın kuşkuları var. Otomatiğe bağlamak, Türkiye'nin bugünkü kayıt dışılık ortamında problem olur diye düşünüyoruz'' dedi.
Babacan, Ankara Sanayi Odası (ASO) Gündem Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de kayıt dışılığın hala bir gerçek olduğunu kaydederek, ''Onun için bir kontrol, iyice emin olma, ondan sonra KDV iadesi'' diye konuştu.
Yeni Teşvik Sistemi
Babacan, Yeni Teşvik Sisteminin, sadece yatırım teşviği olduğunu, her türlü teşviğin bu programın içinde olmadığını söyledi.
Teşvik programının en önemli özelliklerindeni bir tanesinin bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltmak ve sosyo ekonomik olarak geride kalan illere daha çok teşvik vermek olduğunu kaydeden Babacan, amacın teşviklerin etkinliğini artırmak, sonuç verici hale getirmek ve istihdam oluşturmak olduğunun altını çizdi.
Babacan, önceki teşvik sisteminde bölge esası bulunduğunu hatırlatarak, aynı bölgedeki farklı illerin, ''biz o kadar gelişmiş değiliz, bizim bölgedeki falanca il ortalamamızı yükseltiyor'' dediğini ve bu nedenle, yeni Teşvik Sisteminde, ile dönüldüğünü belirtti.
Teşvik Sistemi kapsamında bir genel teşvik sistemi bulunduğunu ve burada ağırlıklı olarak gümrük vergisi ve KDV istisnasının söz konusu olduğunu kaydeden Babacan, bunun, her bölgede uygulanan standart ve genel bir teşvik olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, bölgesel teşvikte, hem bölge faktörünün hem de sektörlerin devreye girdiğini kaydederek, her bölgede bir sektörler listesi olacağını, o bölgede, o listedeki sektörlerin yatırım yapması durumunda teşviklerden istifade edebileceğini kaydetti.
Büyük ölçekli 10 kadar yatırıma biraz daha yoğunlaştırılmış teşvik uygulanacağını da belirten Babacan, ''Yeni bir unsur ekledik, stratejik sektör, stratejik yatırım kavramını getirdik. Amaç, sadece ithal ikamesi değil...Yüzde 40'lık katma değer önemli'' dedi.
Organize sanayi bölgelerine ilave unsur
Başbakan Yardımcısı Babacan, organize sanayi bölgeleri için ilave unsur getirildiğini ve organize sanayi bölgelerinin bir alt bölgedeki teşviklerden faydalanacağını kaydetti. Babacan, ''Ankara'nın alacağı teşvik, 2. bölgenin teşviği olacak'' diye konuştu.
Yatırımlarla alakalı olarak, kurumlar vergisi matrahından indirimlerin söz konusu olduğunu da ifade eden Babacan, 6. bölgede artık net asgari ücret neyse işverenin maliyetinin o olacağını ve bunun 6. bölgedeki illerin istihdamını artıracak önemli bir adım olacağının altını çizdi.
İş dünyası, kendi görüşlerini ortaya koymalı
Başbakan Yardımcısı Babacan, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı'nın şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündeminde olduğunu ama henüz görüşülmediğini hatırlattı. Babacan, bu aşamada hem Bakanlık nezdinde, hem komisyon nezdinde girişimlerde bulunmanın son derece önemli olduğuna dikkat çekti.
İş dünyasının yasal düzenlemeler konusunda daha etkin, daha yüksek bir sesle kendi görüşlerini ortaya koyması gerektiğini belirten Babacan, ''Bu bir ihtiyaç'' dedi.
''Bankacılık güçlü değilse, sanayi güçlü olmaz''
Dünyada ve Avrupa'da yaşanan gelişmeleri anlatan Babacan, Türkiye'de kriz öncesinde ve kriz döneminde alınan tedbirleri hatırlattı.
Başbakan Yardımcısı Babacan, bir ülkenin bankacılık sisteminin düzgün çalışmıyorsa, zayıf bankaları varsa, o ülkenin sanayisinin güçlü olmasının mümkün olmadığını söyledi.
''Bankanın durumu bozuksa, kendi derdine düştüyse ne kredi verebilir, ne teminat mektubu verebilir'' diyen Babacan, ''Dolayısıyla Türkiye, bu krizden hızlı toparlanarak çıktıysa, yüksek büyüme oranlarına ulaştıysa, sanayinin büyük katkısı var ama sıhhatli işleyen bankaların katkısının da unutulmaması lazım'' diye konuştu.
''Kamu borç stoğunun düşüklüğü, bizi ayrıştırdı''
Babacan, Türkiye'nin kamu borç stoğunu düşük seviyeye indirmiş olmasının Türkiye'yi diğer ülkelerden ayrıştırdığına dikkat çekerek, kriz sırasında pek çok ülkenin, özellikle Avrupa'nın can suyu politikası uyguladığını söyledi.
Can suyu politikasının son derece tehlikeli olduğuna işaret eden Babacan, bunun popülizm içerdiğini anlattı.
Güven kaybının ciddi ekonomik daralmaları beraberinde getirdiğini de kaydeden Babacan, yanlış zamanda, yanlış atılan adımların küresel krizi daha da derinleştirdiğini söyledi.
Babacan, Türkiye'nin ise 3 yıllık Orta Vadeli Programı'nı açıkladığını hatırlatarak, net borcun milli gelirin yüzde 22'si olduğunu, güven ortamı bulunduğunu kaydetti ve şöyle konuştu:
''Bu sebepledir ki güven ortamının verdiği hızla bankalarımız, kredi musluklarını açtı, iş dünyamız geleceğe güvenle yatırımını yaptı, halkımız harcamaya devam etti. Türkiye, 2010'da yüzde 9,2, 2011'de yüzde 8,5 büyüdü. Son iki yılda 3,6 milyon ilave istihdam artışı sağlandı. İstihdam artışı geçmiş yılların bir rekorudur. Gelir dağılımındaki düzelme devam etti. Sosyal destekler, vergi politikamız, asgari ücret alan bir kişi aslında vergi ödemiyor ve bir de rekabet. Rekabetin Türkiye'de daha iyi işliyor oluşu, bu çok önemli.''
''Ayrıcalıklar, ortadan kalktı''
Babacan, Türkiye'de artık ayrıcalıkların ortadan kalktığını, özel koruma alanları bulunmadığını, Anadolu'nun rekabette ön plana çıkışının da eski büyükleri belli sektörlerde konsantreye yönelttiğini anlattı.
''Koruma yok, iltimas yok, özel alanlar kalmadı'' diyen Babacan, bunun aslında Türkiye'nin geleceği açısından son derece önemli olduğunu söyledi.
Babacan, ülke içinde rekabet gücü kazanan her şirketin, yarın Avrupa şirketi, dünya şirketi olabileceğini kaydetti.
Babacan, soruları yanıtladı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Teşvik Sistemi ile ilgili tebliğ ve kararname öncesi en az bir, belki iki EKK yapılması gerekeceğini belirterek, ''Bütün bu gri alanları, hem de küçük detayları sonuca ulaştırmak için, daha önümüzde birkaç hafta sürecek bir süreç var'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Ankara Sanayi Odası Gündem Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin cari açık rakamlarına ilişkin sorusu üzerine Babacan, daha önce yaptıkları, cari açıkta en kötü rakamların geride kaldığı, bundan sonra tedrici olarak her yıl yavaş yavaş ineceğine yönelik açıklamalarını hatırlatarak, bu beklentinin gerçekleştiğini belirtti.
Cari açığın birkaç yıl daha Türkiye'de yüksek seyretmeye devam edeceğini belirten Babacan, ''Cari açık sorunu çözülüyor bitiyor, böyle bir şey yok'' dedi. Babacan, Yeni Teşvik Sistemi'nin dahi belki orta vadede, uzun vadede cari açığa yardımcı olacağını, fakat kısa vadede yatırım harcaması yapılacağı için cari açığa çok katkısı olmayacağını kaydetti.
Teşvik sistemi ile ilgili soru üzerine Babacan, Teşvik Sistemi ile ilgili tebliğ ve kararname öncesi en az bir, belki iki EKK yapılması gerekeceğini belirterek, ''Bütün bu gri alanları, hem de küçük detayları sonuca ulaştırmak için daha önümüzde birkaç hafta sürecek bir süreç var. Bu süreçte soru işaretlerinin hepsi netleşir'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, bir başka soru üzerine de TMSF ve BDDK Başkanları ile ilgili karar verdiklerinde bunu açıklayacaklarını söyledi.
''Bu yılki cari açığımızın temel belirleyicilerinden bir tanesi petrol fiyatları olacak''
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu yıl cari açığın temel belirleyicilerinden bir tanesinin petrol fiyatları olacağını belirterek, ''Petrol fiyatları da cari açığı olumlu ya da olumsuz etkileyebilecek'' dedi.
Babacan, Ankara Sanayi Odası (ASO) Gündem Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, 2012 yılıyla alakalı perspektifin, Orta Vadeli Program (OVP) ile ortaya konan politikaların bulunduğunu kaydederek, bu politikaların şu anda uygulandığını söyledi. Bu uygulamaların sonuçlarının da genel anlamda bekledikleri çerçevede geliştiğini kaydeden Babacan, şöyle devam etti:
''Biz demiştik ki artık cari açıkta en kötü rakamlar geride kaldı, bundan sonra tedrici olarak her yıl yavaş yavaş inecek, beklentimiz bu yönde demiştik. Bu da gerçekleşti. Tabi her ayki değişmeyi kendi içinde değerlendirmek çok doğru olmayabilir. Ay ay hata payları olur, inişler çıkışlar olur. Önemli olan genel trend.
Şubat ayını geçen yılın Şubat ayı ile mukayese ettiğimizde bir miktar düşüş var, genel trend de aşağı doğru devam ediyor. Ama cari açık birkaç yıl daha Türkiye'de yüksek seyretmeye devam edecek. Cari açık sorunu çözülüyor bitiyor, böyle bir şey yok. Daha yüksek seviyede devam edecek. Yeni teşvik sistemimiz dahi belki orta vadede, uzun vadede cari açığa yardımcı olacak, fakat kısa vadede yatırım harcaması yapacağımız için cari açığa kısa vadede çok katkısı olmayacak. Yeni Yatırım Teşvik Programı dahi orta, uzun vadede cari açığı düşürmede yardımcı olacak. Önemli olan genel eğilim, genel trendler ama genel trendler doğru yönde hareket ediyor.''
Babacan, bir unsurun da enerji olduğunu ifade ederek, OVP'nin 2012 yılı için petrol fiyatı varsayımının 110 dolar olduğunu, bunun nedeninin de geçen sene Ekim'de OVP açıklandığında, Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya Bankası'nın, IMF'nin pek çok uluslararası kuruluşun petrol fiyatı beklentisinin 110 dolar olmasıyla açıkladı. Babacan, ''Bugün petrol 120, 125 dolar arasında seyrediyor. Dolayısıyla petrol fiyatlarındaki bu artışa rağmen, cari açıkta tedrici düşüş aslında olumlu işaretler. Ama bu yılki cari açığımızın temel belirleyicilerimizden bir tanesi petrol fiyatları olacak. Yani bizim makro ekonomik politikalarımız, bütçeyle ilgili bankacılık sistemi üzerinden makroihtiyati tedbirlerimiz, bunların hepsi kuşkusuz önemli ama kontrolümüzde olmayan tamamen dışarıdaki gelişmelere bağlı olan konu petrol fiyatları. Petrol fiyatları da cari açığı olumlu ya da olumsuz etkileyebilecek.''
Suriye
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Suriye ile ilgili soru üzerine de hükümetin şimdiye kadar Suriye ile ilgili her noktada attığı her adımı uluslararası meşruiyet çerçevesi içinde attığını, bundan sonra da o çerçevede atacağını söyledi. ''Bizim için önemli olan uluslararası meşruiyettir, uluslararası siyasi meşruiyet, uluslararası hukuki meşruiyettir'' diyen Babacan, bunun temel çerçeve ve temel ilkeleri olduğunu söyledi.
Bunun ötesinde olayın bir de insanlık boyutu olduğunu kaydeden Babacan, şöyle devam etti:
''Suriye'de olup bitenler kabul edilemez gelişmelerdir. Suriye'de olup bitenler göz yumulamaz gelişmelerdir. Dolayısıyla uluslararası toplumun, kuruluşların Suriye'nin dostları dediğimiz 83 ülkelik grubun beraberce konuyu istişare ederek, Arap Ligi'nin de katkısı var çalışmalarda, istişare ile gidiyor. Tabi bundan sonraki dönemde ne zaman ne olur bununla ilgili pek çok alternatif senaryo var. Bizim temel ilkemiz uluslararası meşruiyet.
Suriye'deki rejimden, baskıdan kaçıp bizlere sığınan ve bizlerin misafir edeceği Suriye vatandaşlarına kapılarımız açık, onlara her türlü imkanı, desteği sağladık, sağlıyoruz, bundan sonra da sağlamaya devam edeceğiz.
İşin ekonomik boyutu tamamen sayılarla alakalı, bu sayıların nereye doğru gideceğini bugünden bilmemiz söz konusu değil. Ama Türkiye'nin toplam bütçesi, toplam mali kaynaklarını düşündüğümüzde bu işin maddi yanı bizim gündeme getirdiğimiz bir konu değil.''
Memur zammı
Memur zammına ilişkin soru üzerine de Babacan, önümüzdeki bir aylık süre memur sendikalarıyla müzakere heyetinin beraberce çalışacağı bir süre olacağını söyledi.
Bu süreçte, sendikaların getirdiği, kamu işveren tarafının getirdiği teklifler olacağını, bunların karşılıklı görüşüleceğini kaydeden Babacan, eskiden toplu görüşme olduğunu, şimdi ise toplu sözleşme olduğunu söyledi. Babacan, şöyle devam etti:
''Biz umarız ki bu görüşmeler mutabakatla tamamlansın. Mutabakat olmazsa bir hakem heyeti kuruluyor, konu oraya gidiyor, dolayısıyla bir ayda işin şekli belli olur. Ama dünyadaki şartları, Avrupa'daki şartları dikkate aldığımızda, istikrarın önemini düşündüğümüzde, kuşkusuz bütçe dengeleri son derece önemli. Biz bir yandan kamu çalışanlarımızın refah seviyesini, ülkemizin geldiği noktaya, ülkemizin geldiği ekonomik başarıya paralel ölçüde artmasını isteriz. Ama öte yandan da kamu bütçe dengeleri bozulduğunda hemen yanı başımızdaki ülkelerden tutun da daha uzaklara doğru sonunda ülke olarak topyekun zarar gördüğünü unutmamak lazım. Dolayısıyla bir yandan bütçe dengeleri, bir yandan çalışanlarımızın beklentilerinin arasında bir yerde buluşulur diye ben düşünüyorum.''
''15 Mayıs'a yetişir mi?'' sorusu üzerine de Babacan, Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra 30 günlük bir sürecin bulunduğunu hatırlatarak, ''30 günden daha erken biterse yetişir ama 30 günün sonuna kadar devam ederse de kayabilir. O her iki tarafında hem işveren hem de çalışan tarafın müzakere hızına bağlı'' dedi.
Teşvik Sistemi
Başbakan Yardımcısı Babacan, bir soru üzerine, ''yeni teşvik geliyor'' açıklamalarının geçen sene aşağı yukarı Temmuz ayından itibaren başladığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Çok yüksek sesle yeni teşvik geliyor, yeni teşvik geliyor diye gündeme hızlı bir şekilde düşünce biz şundan endişe ettik; Yatırımcılar teşvik gelsin ben ondan sonra yatırım yapayım, şu anda biraz bekleyim bari demesin istedik. Dolayısıyla, yatırım yapanlar korkmasın, devam etsinler, eğer teşvik sisteminde kendi lehlerine ilave bazı düzenlemeler olursa, biz onları telafi edecek geçiş düzenlemeleri yaparız dedik. 2011 yılında yatırım yapan pişman olmayacak dedik. Ama bunun mekanizmasının, bunun nasıl uygulanacağını EKK'da belirleyeceğiz.
Teşvik sistemi ile ilgili EKK'yı 4 defa topladık. Tüm bakan arkadaşlarımızın katkılarıyla en son şekli verildi. Başbakanımıza da sunduk, onun onayı ve açıklamasıyla kamuoyuna duyurmuş olduk. Ama tebliğ ve kararname öncesi en az bir, belki 2 EKK yapmamız gerekecek. Bütün bu gri alanları, hem de küçük detayları sonuca ulaştırmak için kamuoyuna yansıdıktan sonra görüşler geliyor, sorular geliyor. Teknik çalışmada ihmal edilmiş, atlanmış hususlar, boşluklar olabilir. Bu süreçlere bütün bu görüşleri soruları toplayacağız. Önce bir Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor, ardından bir tebliğ gerekiyor, bunlar yayımlanacak. Hatta birkaç madde de yasal düzenleme gerekiyor. Yeni teşvik sisteminde eskisinde olmayan bazı unsurları gerçekleştirmek için, bir de yasal düzenlememiz gerekiyor. Daha önümüzde birkaç hafta sürecek bir süreç var, bu süreçte soru işaretlerinin hepsi netleşir.''
Babacan, 4 4 4'den oluşan yeni eğitim sisteminin maliyetinin 22,7 milyar liraya kadar çıkabileceğine ilişkin öngörülerin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
''O konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı beraber, bu işi konuşarak çalışıyorlar. Bu işle ilgili kuşkusuz ilave bazı maliyetler var. Ama bu maliyetler tedrici olarak, zaman içerisinde artacak. Zaten yasanın uygulamasına bakacak olursanız, hemen başlayacak unsurlar var ama yıllara sari olarak başlayacak konular da var. Fiziksel kapasite konusu var, okulların şu andaki fiziksel kapasitesi belli. Bugün başlasanız inşaata, Eylül ayında okullar açılırken yetişmesi mümkün değil. Ya da öğretmen sayımızla ilgili konular var. Bütün bunlar zaman alabilecek konular. Bir yandan Milli Eğitim Bakanlığımızın iş planı, bir yandan Maliye Bakanlığı'nın bütçe planı bunları buluşturarak, konuşarak devam ediyoruz. Ama yönetilemeyecek konular değil bunlar. Maliyetin miktarı biraz afaki rakamlar, o boyutları bulacağını biz tahmin etmiyoruz ya da aynı kanunu daha ekonomik yönden daha farklı yönlerden uygulayabileceğimizi düşünüyoruz.''