Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEMAL İNAT

Seçimler ve dış politika

Siyasi açıdan rakip olarak görülen iktidar partilerinin yıpratılması amacıyla ülkenin ulusal çıkarlarına büyük zararlar verecek girişimler Batılı demokratik ülkelerde söz konusu olmaz

Dış politika da, iç politika ve ekonomi politikası gibi hükümetlerin icraat alanlarından birini teşkil etmektedir ve seçim zamanlarında eleştiri konusu yapılır.
Sadece seçim zamanlarında değil, diğer dönemlerde de hükümetler dış politikada izledikleri yol ve yöntem gerekçesiyle başta muhalefet partileri olmak üzere, toplumun değişik kesimleri tarafından suçlamalara maruz kalabilirler.
Bu gayet doğaldır ve demokratik ülkelerde her zaman rastlanan bir durumdur.
Türkiye'de de son seçim sürecinde dış politikanın değişik alanları çok belirgin şekilde tartışma konusu yapılmış, hükümet bu şekilde yıpratılmaya ve oy oranları azaltılmaya çalışılmıştır.
Bu çerçevede hükümete yöneltilen eleştirilerin hangi konularda olduğu, hangi kaynaklara dayandığı, suçlamaların dozajı ve hangi çevrelerden geldiği incelemeye değer bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eleştiriler bu yönleriyle incelendiğinde, klasik demokratik ülkelerde hiç rastlanmayan bir tablo ile karşı karşıya kaldığımız görülür.
Sadece hükümet tarafından değil, hükümetin de bir parçasını oluşturduğu devletin ilgili kurullarında kararlaştırılmak suretiyle ortaya çıkan dış politika kararlarının uygulanmasının, iktidar partisini seçimlerde başarısız kılma gayesiyle, engellenmeye çalışılmasına şahit olduk. Bir devlet politikası kararı sonucunda Suriye'ye yardım götürmekte olan TIR'ların zorla durdurulup onlara eşlik eden MİT personelinin tartaklanması ve ardından Türkiye'nin "Suriye'deki El-Kaideci gruplara yardım ettiği iddiasıyla"
Batı'ya şikâyet edilmesi, Türkiye'deki seçim sürecini manipüle etmeye yönelik bir girişimdi.
İşte, her ne pahasına olursa olsun iktidar partisi zayıflasın diye ülkeyi dış politikada zora sokacak bu tür girişimlere klasik demokratik ülkelerde rastlamıyoruz. Gerçek demokratik ülkelerde, demokratik seçimler sonucu diğer politika alanlarını olduğu gibi dış politikayı da yönetme hakkını elde eden hükümetlere yönelik eleştirilerin mutlaka bir sınırı vardır. Siyasi açıdan rakip olarak görülen iktidar partilerinin yıpratılması amacıyla ülkenin ulusal çıkarlarına büyük zararlar verecek girişimler Batılı demokratik ülkelerde söz konusu olmaz.
Yine, belki seçimlere etkisi olur hevesiyle (!) dışişleri bakanlığında ülkenin istihbarat teşkilatı, ordusu ve dışişleri bakanlığının en üst düzeydeki yetkililerin yaptıkları toplantıları illegal yöntemlerle dinlemek suretiyle bütün dünyaya servis etmek gibi bir davranışla gerçek demokratik ülkelerde kesinlikle karşılaşılmaz.
Böyle bir teşebbüste bulunacak olanlar en ağır şekilde cezalandırılacaklarını bildikleri için seçim sonuçlarını etkilemek ve iktidar partisini yıpratmak düşüncesiyle bu tür eylemlere kalkışmazlar.
Şüphesiz, devletlerarasında ekonomik, askeri ya da siyasi gizli bilgilerin yasadışı yollardan elde edilmesi türünden casusluk faaliyetleri yaşanmaktadır, ancak bu tür faaliyetler sonucu elde edilen bilgilerin seçim sonuçlarını etkilemek maksadıyla halkla paylaşılması yeni bir durumdur. Bu, açık bir şekilde iç siyasi yapıyı kendi arzusuna göre dizayn etmek isteyen birtakım aktörlerin siyaset ve toplum mühendisliği çabasının bir ürünüdür.
Seçimler öncesinde, dış politika konularının da kullanılarak iktidar partisinin başarısız olmasını amaçlayan bu olağanüstü yıkıcı faaliyetlerin arkasında kimlerin olduğu sorusu cevaplanmayı beklemektedir. Bu şekilde Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek ve oluşacak kaos ortamından faydalanmak suretiyle kendi çıkarları doğrultusunda yeni bir siyasi yapı inşa etmeyi amaçlayan çevrelerin yalnızca içerideki birtakım aktörlerden ibaret olamayacağı düşünüldüğünde, bu kaos planının arkasındaki dış aktörlerin kimler olduğunun ortaya çıkarılması da büyük önem kazanmaktadır.
Bunun gerçekleştirilmesi, Türkiye'nin benzer saldırılara maruz kalmaması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi ve bu süreçlerin başka ülkelerle çok büyük gerginliklere yol açmadan yürütülmesi ise hem iç hem de dış politikanın konusunu teşkil etmektedir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA