Bu çocuklar ne yiyor arkadaş?! İlkokul üçe giden oğlanların B cup göğüsleri var ve göbekleri mayolarından 20 santim aşağı sarkıyor! Kızları, arkadan tacizkar biçimde selülit dağları takip ediyor, havuza atlayacaklarını hissettiğim anda panik içinde uzaklaşıyorum, zira havuzun yarı suyu dışarı taşıyor! Denizde, bakıyorum, yaşlılar fıstık gibi kelebek yüzüyor, çocuklar kumda yürürken fazla kilodan nefes nefese! Bizi neyle beslediler, bunlara ne yediriyorlar? Şahsım adına, zaman zaman aile efradını sinirlendirecek kadar iştahlı bir çocuktum. Bebekken pek sevinilen bu özellik, ilkokul çağlarında, yemekten kalkıp, yarım ekmek arası tereyağ (evet, peynir değil, tereyağ) yapmaya başladığımda, eleştiri ve korkuyla karşılandı. Ailenin bütün kadınlarının aksine, belli ki bir azman geliyordu! Yıllarca kahvaltıda yarım kalıp tam yağlı beyaz peynir bitirdim, evde ne piştiyse çift porsiyon yedim. Kebaba da takıldım, tatlılara da, alerji yapacak miktarda çikolata ve fındık ezmesine de. Buna rağmen, bırakın azmanlaşmayı, ilkokul beşte önlenemez biçimde boy atınca, iyice sıskalaştım. 20 yaşından beri aşağı yukarı aynı kilodayım. Boğaziçi'nde okurken aldığım kırmızı kot pantolon bu sezon yine moda oldu, iyi ki atmamışım, giydim gezindim. 'Yiyip yiyip kilo almamak' etrafı gıcık eden bir özelliktir ve aslında gerçek dışıdır. Kilo alınmaz mı, alınır! Ama birkaç kilo alınır, tatlı azaltılır, kolayca verilir, bir hafta sonra eski tıkınma alışkanlıklarına geri dönülür. Ben bu durum için anne tarafımın genlerine müteşekkirdim, ta ki dün New York Times'ı okuyana kadar. Öyle görünüyor ki ne kadar yediğinden çok, ne yediğin daha önemliymiş, ve "Yiyip yiyip kilo almıyorum," diye gezinen antipatik insanlar, farkında olmadan kötü yiyecekleri sevmeyip, zayıflamaya faydası olan gıdaları atıştıranların arasından çıkıyormuş! 'İyi gıda' derken, brokoli, marul filan zannetmeyin ha!
EN KÖTÜSÜ PATATES KIZARTMASI
Amerika'da 120 bin erişkinin yeme içme, spor alışkanlıklarıyla kiloları, 12 ila 20 yıl arası takip edilmiş ve New England Journal of Medicine'da yayımlanmış. İşte, gerçek bir araştırmacı gazeteci olan bendenizden çarpıcı gerçekler: 20 yıl boyunca en çok kilo alan insanların yemeye başladığı yiyeceklerin önde bayrak taşıyanı: Patates kızartması! Yani fast food kültürünün köşetaşı ve ilkokul üçteki oğlanların yerçekimine karşı koyamayan göbeklerinin müsebbibi! İkinci sırada patates cipsi geliyor ve liste şöyle devam ediyor: Şekerle tatlandırılmış içecekler, işlem görmüş etler, yani sosis vs., şekerlemeler ve tatlılar, beyaz unlu mamuller, kızartmalar, yüzde yüz meyve suyu diye satılan ürünler... En son sırada, diğerlerinin yanında kiloya kilo katma oranına bakıldığında çok masum kalan tereyağı var, ve bu zamanında annemlerin benim adımı vermeyi düşündükleri "ekmek içi tereyağ" sandviçimin birçok başka çöpten daha az kilo yapıcı olduğunu gösteriyor! Ama esas sürpriz şimdi geliyor! Kiloyu azaltan yiyeceklerin arasında neler var bilin bakalım! Süt ürünleri mesela! İster az yağlı, ister tam yağlı olsun, süt ve peyniri daha fazla tüketmek, kilo alımını iyi veya kötü yönde etkilemiyormuş! Yediğim beyaz peynirler yanıma kâr kaldı sizin anlayacağınız! Şimdiki çocuklar kahvaltıda pancake, yok köşedeki büfeden hamburger, kızartma sosis, sucuk mucuk yiyor, kola içiyor. Onlara bizim zamanında mecburen yaptığımız ev kahvaltısını, yani ekmek-beyaz peynir-zeytinhaşlanmış yumurta-süt verin, yesinler otursunlar aşağı, bak gör üç aya sırım gibi olmuyorlar mı! Esas şok şimdi geliyor. Hangi ürünleri daha çok yemeye başlayan kişiler en çok kilo kaybetmiş? Yoğurt, fındık fıstık ve hatta fındık fıstık ezmeleri! Fındık fıstıkta bol miktarda bitkisel yağ olmasına karşın, bu gıdalar açlığı uzun süre bastırdığı için kilo kaybına sebep olabiliyormuş! Yıllardır "Şokella yeme yüz kilo olacaksın," diyen, ve benden, bilimsel bir dayanağı olmasa da "Ya kardeşim, mıh gibi tok tutuyor, akşama kadar acıkmıyorum," cevabını alan dostlarıma sevgilerimle! Yoğurt ise tokluk hissini arttıran hormonları harekete geçiren ve metabolizma hızını yükselten yararlı bakteriler içerdiği için, resmen kilo verdiriyormuş. Biz Türkler, bu kadar kebap, pilav, börek arasında, bence her şeyin yanında yoğurt yiyerek durumu azıcık kurtarıyoruz. Ama gözlemlediğim kadarıyla yeni veletler, yoğurt moğurt da yemiyor! Bir mandırayı batıracak kadar süt ve peynir, fındık ezmesi, işlenmemiş kırmızı et, tereyağı, sarımsaklı yoğurtlu makarna, şu bu gibi, kilo yapar gibi görünüp masum yüzünü gizleyen gıdayla, ve fakat patates kızartmasız, cipssiz, gazlı içeceksiz, hamburgersiz (ıy hiç sevmem) geçen hayatımı belki bir kitapla anlatırım. "Tıkınarak fit kalma" veyahut "Oburum ama zarif bir insanım sonuçta" gibi bir eser olabilir. Gelirini de belki havuzdaki göbekli sabilerin diyetisyen yardımı almaları için bağışlarım. Yoksa zaten bir daha yanımdan suya göbek üstü atlayıp beni ıslatırlarsa o etlerini buruvereceğim ha!