Türkiye
tarihinin en meşhur gizli servis patronu olan Hakan Fidan, ülkenin yeni bir istihbarat teşkilatı mevzuatına ihtiyacı olduğunu ilk düşündüğünde yeni bir MİT Yasası'nın böylesine gürültü koparacağını bilmiyordu. Neredeyse ilahi sayılabilecek anlamlı bir rastlantı sonucu Orwell yılının ilk gününde, 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe giren eski MİT Yasası, çağımızın değişim hızı göz önüne alınırsa fazla yaşlıydı. Bu yaşlı yasa, bir askeri darbeden sonra ve Orwell yılında uygulamaya konulmuştu ama içeriği ve tatbikinin istihbarata dayalı bir totaliter rejime kapı araladığı söylenemezdi. Geçtiğimiz perşembe günü TBMM Genel Kurulu'ndan geçen yeni MİT Yasası'nın da benzer bir rejime, hele de Muhaberat Devleti'ne kapı araladığı söylenemez. Bir defa Suriye'den başlayarak 'El Muhaberatlar'ın bulunduğu Arap ülkeleri, devlet geleneğinin olmadığı ve dikta yönetimlerin, istihbarat teşkilatlarını kendi halkları üzerinde bir silah olarak kullandığı ülkeler. Bir başka deyişle bu ülkelerin gizli servisleri, dışarıda ekmek kazanamayan, saygı görmeyen ve dışarıdaki başarısızlığının acısını eve gelince karısını ve çocuklarını döverek çıkarmaya çalışan babaların yaşadığı trajik çelişkiyi yaşıyor. Yani dışarıda zayıf ve tam da bu yüzden içeride baskıcı... Üç Boyutlu Portre'de bu hafta yeni Türkiye'nin yeni gizli servis mevzuatını masaya yatıracağız. Konunun esrarengizliğini ve dolayısıyla anlaşılmazlığını karşılaştırmalı izahatlarla ve soru-cevaplarla aşmaya çalışacağız. Ama öncelikle yeni MİT Yasası'nı, teknik deyişle 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nu gerekli kılan ihtiyaçları üç madde ile özetleyelim: 1) Türkiye'nin değişen dış politik ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir haber alma sistemi kurmak. 2) Birbirine paralel biçimde yürütülecek Kürt sorununun çözüm süreci ve paralel devletle mücadele stratejisini yasal güvence altına almak. 3) İstihbarat mevzuatını, siber suçlarla mücadele amacı başta olmak üzere teknolojik sorunlara uyumlu hale getirmek. Yasa, iddiaların aksine MİT'in görev alanlarını belirsizleştirmiyor. Bu üç ihtiyaca binaen MİT'in görev alanlarını dış güvenlik, karşı casusluk, terörle mücadele ve siber suçlarla mücadele konularında belirginleştiriyor. Yasa teklifi, 22-23 Şubat'ta TBMM İçişleri Komisyonu'na sunuldu. İlk olarak 9 Nisan 2014'te Meclis genel kurulunda görüşüldü, 17 Nisan'da da genel kuruldan geçti.
MİLLİ GÜVENLİKTEN MİLLİ İSTİHBARATA
Bu yasa yapılmadan önce iki yıl boyunca ABD'nin yanı sıra İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinin istihbarat mevzuatları incelendi. Bu ülkelerin gizli servislerinin yetkileri Türk istihbarat teşkilatından daha fazla. Tüm dünyada orduların operasyonel gücünün yerini gizli servislerin operasyonel gücünün aldığı ve dolayısıyla bir tür istihbarat çağına girdiğimiz hesaba katılırsa yeni yasanın gerekliliği daha iyi anlaşılır. Bu yüzden yeni yasa ile birlikte Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) görevlerinin bir kısmını Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu (MİKK) devralıyor. Yani ulusal güvenlik, askerlerden olduğu kadar istihbaratçılardan da sorulur hale geliyor. Her ne kadar istihbarat, zaten düşman hakkında bilgi toplamaktan, yani askeri ihtiyaçlardan doğmuş olsa da gizli servislerin ulusal güvenlikte en az ordular kadar etkili olması elzem. Zira eğer çağımız istihbarat çağı ise askeri güç, caydırıcı bir unsur olarak varlığını daima sürdürmekle birlikte, sahadaki savaş daha çok istihbari güç üzerinden yapılacak demektir. Bu durumda füzelerin yerini yavaş yavaş dinleme cihazları alıyor anlamına geliyor. Yani askeri güç Soğuk Savaş yıllarında ABD ile Sovyetler Birliği arasında nükleer güç, 'dehşet dengesi'yle hangi işlevi görüyorsa o işlevi görecek ve pek kullanılmayacak. Savaş, daha çok istihbarat enstrümanı üzerinden yürüyecek. Herakleitos'un dediği gibi savaş bütün şeylerin babası olduğuna ve dünyanın sonuna kadar varlığını devam ettireceğine göre daha az kanlı olduğu için istihbarat savaşının tercih konusu bir seçenek olduğu söylenebilir. Bu yasa da savaşın ehven-i şer bir türüne nizam vermeye çalışan bir yasa. Ancak şunu hatırdan çıkarmamalı: Yasalar, teoride doğru ya da doğruya yakın hükümler içerirler. Ne var ki insanlar ve giderek devletler; yasaları doğru, ölçülü ve hakkaniyetli biçimde uygulamayı pek beceremezler. 'Güçlü Türkiye, güçlü ordudan' sonra 'Güçlü Türkiye, güçlü gizli servis'e de evet, ama istihbarat gücünün istismar edilmemesi ve 'ülkenin öz, milli bireyleri'ne karşı kullanılmaması kaydıyla...
NE DEĞİŞİYOR?
AK Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu'nun teklifi ile gündeme gelen ve Meclis genel kurulundan geçen yasanın getirdiği yenilikleri eski durumla mukayeseli olarak inceleyelim:
YENİ DURUM
MİT artık Bakanlar Kurulu tarafından da görevlendirilebilecek.
MİT'in görev alanı, dış istihbarat, terörle mücadele ve siber güvenlik gibi konularla sınırlandırıldı.
MİT teknik istihbarata da dayalı bir teşkilat olarak tanımlandı.
İstihbaratın hayati faaliyet alanlarına ilişkin, sahada kullanılacak yetkiler hukuki zemine oturtuldu.
Teşkilat'ın hızlı bir şekilde bilgiye ulaşabilmesi adına taleplerin karşılanması, somut bir şekilde hukuki çerçeve içine alındı.
ESKİ DURUM
MİT, sadece Başbakan ve MGK tarafından görevlendirilebiliyordu.
MİT'in görev alanı muğlak ve sınırsızdı.
MİT, insan istihbaratına dayalı bir teşkilat olarak tanımlanmıştı.
Terörle mücadele, dış istihbarat ve istihbarata karşı koyma konularında, Teşkilat'ın sahadaki yetkileri tanımlanmamıştı.
MİT tarafından talep edilen bilgi ve belgelerin sağlanması hususundaki düzenlemeler muğlaktı.
6 SORUDA YENİ MİT YASASI
1- Bakanlar Kurulu'nun MİT'e görev vermesiyle kurum siyasallaşmıyor mu? - MİT'e Bakanlar Kurulu tarafından verilecek görevler yasayla çerçevelendi. Benzer uygulamalar AB ülkelerinde de mevcut.
2- MİT artık dış istihbarat teşkilatı mı oluyor? - MİT şu ana kadar ağırlığını güvenlik istihbaratına vermişti. Yasa ile dış politik istihbarat ihtiyacını karşılama görevi MİT'e verildi.
3- Yasa, MİT'e mahkeme kararı olmadan sınırsız dinleme imkanı mı tanıyor? - Hayır. MİT, istihbari dinlemeleri mahkeme kararı ile yapacak. İzin, Ankara'daki herhangi bir Ağır Ceza Mahkemesi'nden talep edilecek. Sadece çok acil durumlarda ulusal güvenlikle ilgili yürütülen çalışmalarda Türk vatandaşı olmayanların dinlenmesine -sonrasında 24 saat içinde mahkemeye başvurmak kaydıyla- MİT Müsteşarı karar verebilecek.
4- MİT, neden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanları dinlemek istiyor? - Türkiye'ye her yıl gelen 35 milyon turistten az da olsa bir kısmı, istihbarat operasyonlarını üçüncü ülkede yapan yabancı servis mensupları olduğu için.
5- Yasa ile MİT daha geniş bir çalışma alanına mı kavuşacak? - MİT bu yetkileri zaten gizlice ve kimi zaman kanun elvermediği için kanuna aykırı biçimde kullanıyordu. Şimdi yetki ve görevler kanunla netleştirildi.
6- MİT'e verilen yetkilerle Türkiye bir Muhaberat Devleti mi oluyor? - Hayır. Muhaberat Devleti durumu, devlet geleneği olmayan, istihbaratın kanun ile sınırlanmadığı, çok sayıda ve keyfi hareket eden personelle çalışan, insan istihbaratına dayalı otoriter devletlerde söz konusu olur. MİT, darbe dönemlerinde bile böyle bir teşkilat olmadı.