Batman'a bağlı bir köy Çayüstü... Bu köyün hikayesini farklı kılan, bütün köylülerin atalarından beri hayatlarını mağarada sürdürüyor olmaları... Hayvancılık, tarım ve balıkçılıkla uğraşan 20 hane, ekonomik sıkıntılar nedeniyle binlerce yıllık geçmişi olan mağaralardan, ev kültürüne geçmek için uzun süredir mücadele ediyor. Köylülerin okulu, camisi hatta sağlık ocağı bile olmayan Çayüstü'nde verdikleri yaşam savaşı, mağduriyetleri ve mağara hayatının sıkıntıları, bir belgeselin konusu oldu. Köyün ve köylülerin hikayesini anlatan
Lat/
Kaya isimli belgesel, dört ailenin gündelik yaşamına tanıklık ederek, onlarla yapılmış röportajlara, köyün geçmişine yer veriyor.
KÖYDE İŞ DE YOK, OKUL DA
Belgeselin çekimlerine başlamadan önce köye gidip bir süre ailelerle vakit geçiren ama onları ikna etmek için zorlandığını anlatan yönetmen Mustafa Uluç "Ön araştırmadan sonra malzemelerimizi, ekibimizi hazırlayıp köye çekime gittiğimizde bizi pek sıcak karşılamadılar. Ancak tanıdıkça, birlikte zaman geçirdikçe çok sıcakkanlı ve iyi niyetli davrandılar. Zamanla da bizi yaşamlarına dahil ettiler" diyor. Köylülerle röportajlar yaparak, yaşam koşullarından kesitler sunan Uluç, köylülerin devletten yardım beklediklerini duyurmak istiyor: "Köylüler atalarından, dedelerinden beri mağarada yaşıyor. 'Gözlerimizi mağarada açtık, mağarada büyüdük' diyorlar. Tarihleriyle ilgili pek bilgileri yok ama onlardan dinlediğim kadarıyla beş dedeye kadar atalarını sayabiliyorlar. Bu da yaklaşık 200 yıllık bir geçmiş demek. Zor ve güç bir hayatın içinde olduklarını söylüyorlar ve devletten yardım bekliyorlar. Yaşadıkları yerlerden 'lat' diye söz ediyorlar. Lat da Kürtçe kaya demek." Mağaralarda kalanlar daha çok yaşlılar. Gençler ise şehirlerde. Uluç belgeselde geride kalan yaşlıların yalnızlıklarını anlatmaya çalıştıklarını vurguluyor: "Köydekilerin hepsinin çocukları var. Ancak köyde kalan genç yok. Gidenler de İstanbul'da kapıcılık, lokantalarda garsonluk yapıp ailelerine yardımcı olmaya çalışıyor. Geride kalanlar için hayat artık çekilmez bir hal almış. Sadece bir kişi, her gün 30 kilometrelik yolu motoruyla aşıp Batman'ın merkezindeki bir elektrikçide çalışmaya gidiyor. Onun da kazandığı ücret ancak motorunun yakıt ihtiyacını karşılıyor. Sadece vakit öldürmek için çalışıyor. Şükrü ağabeyin dokuz, altı ve üç yaşında olmak üzere üç çocuğu var. Onlar da köyde okul olmadığından maalesef okula gidemiyor."