Sağ eli havada, sol eli aşağıya doğru sarkmış, başı yana yatık, sola doğru, ney sesiyle coşan, döndükçe dönen bir semazen... Onun dönüşünü izlemek tüm dünyadan milyonlarca insan için çok anlam ifade ediyor. Binlerce insan Konya'ya her yıl bu yüzden akın ediyor. Mevlana'nın
Mesnevi'sini okuyan, tasavvufa merak salan pek çok kişi de semayı öğrenmek, bu özgün töreni tanımak istiyor. Ancak izlemekle yetinmek istemeyenler bu ilgilerini bir adım ileriye taşıyor ve hem Mevlana'yı daha yakından tanımak hem de tasavvufu daha derinden öğrenmek için sema yapmak istiyor. Sema, her ne kadar gösteri amacı taşımayan bir çeşit ibadet de olsa kimi zaman yalnızca dans olarak da sunuluyor. Çoğu semazen bu durumun semayı anlamından uzaklaştırdığını düşünse de bu gösteriler devam ediyor. Hem gösterilere hem de semaya ilgi büyük. Sema öğretenlere "Sema nasıl öğrenilir?" diye sorduk.
99 GÜN 99 GECE SEMA
TÜMATA (Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu) uzun yıllardır Yalova'nın Termal ilçesindeki Rasim Mutlu Kültür Merkezi'nde sema düzenliyor. Burada hem çok sayıda insana sema öğretiyor hem de Mesnevi sohbetleri yapıyorlar. Etkinliğin özelliği semanın 24 saat kesintisiz olarak devam etmesi. Grup, bugüne dek 60'ı aşkın ülkeden gelen insanları semayla tanıştırdı. TÜMATA kurucusu, müzikle terapi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç, önümüzdeki yıl 99 gün, 99 gece sema yapmayı hedeflediklerini söylüyor. Güvenç sema öğreniminde çok fazla kurala ihtiyaç olmadığını, içten olmanın en gerekli şey olduğunu söylüyor: "Sema öğrenmek isteyenlere çok uzun bir yol gösteriyorlar. Aylarca, yıllarca sema öğreneceği yere kul köle olacakmış gibi bir durum yarıtıyorlar. Oysa biz hiç sema bilmeyen insanların bile ilk gün birkaç dakika döndüklerini, sonra daha uzun süreler dönebildiklerini gördük. Müzikle terapi konusunda doktora yaparken, müzikle terapi öğreten hocaların zamanında sarayda Enderun'da yetiştiklerini bu hocaların bazılarının da Mevlevi olduklarını öğrendim. Ve Mevlevilik'te de müzikle terapinin yeri olduğunu gördüm. Daha sonra bir Mevlevi büyüğü olan Turgut Söylemezoğlu ile tanıştım. Semayı Turgut Baba'dan öğrendiğimiz samimi ve mütevazı tarzda yaptım. TÜMATA'da semaya bir kültürel değer olarak yer verdik. Asla gösteri kelimesini kullanmadık. Çünkü sema bir gösteri değil. Bu bir manevi bağlantı ve tecellidir. Gönül insanında ortaya çıkan bir hakikatin deneyimlenmesidir."
TUZLU TAHTADA DÖNÜYORLAR
Mevlana Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Abdülhamit Çakmut sema öğrenmek için her yıl yaklaşık 50 kişinin kendilerine başvurduğunu söylüyor. Dernek sema öğrenmek isteyen kişileri dede efendilere yani yüksek mertebede Mevlana, Mesnevi ve sema üzerine uzmanlığı olanlara yönlendiriyor. Çakmut: "Sema öğrenmek isteyenlerden önce nüfus cüzdanı ister, derneğe resmi kayıtlarını yapar, sonra dede efendilere yönlendiririz. Dedeler sema öğrenmek isteyenlere önce Mesnevi sonra da Divan-ı Kebir okutur. Çalışma saatleri değişir. Ancak bir saat bu okumalara ayrılıyorsa, bir saat de sema eğitimine ayrılır. Bizde sema eğitimini kadınlar ve erkekler ayrı ayrı yerlerde yapar. Çivili tahta dediğimiz tahtaya geçerler. Onun üstüne tuz sürülür. Tuz ayağı yakar, bu biraz ısdırap verir, amaç öğrenciye sabrı öğretmek ve nefsini kontrol etmeyi göstermektir. Ayağının altı yara olunca bırakıp giden bu yoldan ayrılır. Sonrasında dönüş yavaş yavaş öğretilir. Ancak sağ elin gökyüzüne açılması hemen olmaz. Onun ne zaman olacağına da dede efendi karar verir. Çalışmaya semazen kıyafetleriyle başlamaz. İnce bir tişört ve rahat bir eşofman giyilmesini söyleriz. Zamanla kıyafetler verilir ve kişi semayı öğrenir. Buna yine dede efendi karar verir."
SEMA USTASIZ ÖĞRENİLMEZ
Ankara Mevlana Kültür ve Sanat Vakfı Başkan Yardımcısı Gülden Arbaş vakıfla birlikte her yıl çok sayıda Mevlevihane'de sema törenleri düzenliyor. Arbaş sema öğrenme sürecini şöyle anlatıyor: "Her bilgi ustasından elde edilir, ustasız öğrenilen ve gelişen sanat görülmemiştir, sema da öyledir. Sema öğrenmeye 'sema meşki' denir ve sema, sema dedesinden öğrenilir. Sema, Mevlevihaneler'de 'Matbâh' denilen mekanlarda, bazen de dedenin odasında öğretilir. Sema dedesi, semazen adayına sema elbisesi tennureyi giyip çıkarmaktan, kolların ve bedenin duruşuna, içinden okuması gereken dualara kadar her şeyi öğretir. Sema öğrenmek, kişiye bağlı olarak bazen bir ay bazen daha uzun sürebilir."
DERVİŞ DANSI ATÖLYESİ
Uzun yıllardır Avusturya'da yaşayan ve çok sayıda ülkede dans gösterileri sahneleyen dansçı ve koreograf Ziya Azazi, Dervish in Progress adlı bir dans atölyesi düzenliyor. Azazi'nin atölyesine şimdiye kadar 300'ün üzerinde kişi katılmış. Ziya Azazi, 1999 yılından itibaren sufi derviş dönüşlerine dayanan geleneksel dans hakkında çalışmaya başlamış. Ayrıntılı bilgi için, www.dancentrum.com