Kalıplar
kırıldı, ezberler bozuldu. Ailede otoritenin simgesi, evin tek gelir kaynağı, bir bakışından bile korkulan babaların sonu gelmek üzere. Baba olmak, sadece eve para getirmenin, kurallar koymanın ve ceza vermenin çok üzerine çıktı. Yeni baba kavramı, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yayılıyor. Artık babalar, annelerin ve en yakın arkadaşların rakibi... Anneler çocukları üzerindeki klasik modellerini koruyor, ancak öğrenildiği düşünülen babalık değişiyor. Babalar, özellikle annelerin rollerinden çalıyor. Aile içinde babayla paylaşım artıyor. Artık yeni baba kavramına uyum sağlayarak çocuklarıyla hayatı paylaşan babaları görüyoruz.
EŞLERİ HAMİLEYKEN ONLAR DA AŞERİYOR
Doğumhanenin önünde volta atan babaların yerini artık doğuma giren babalar alıyor. Onlar ilk günden itibaren çocuklarının her türlü bakımını yapıyor. Hamilelikte bile etkili olan babalar artık eşleriyle birlikte aşeriyor. Doğum iznini kullanan babalar arasına politikacılar bile katılınca "Çocuk için dünya durur," sözü yayılıyor. Anneler iş hayatında etkili olunca, evde oturup çocuğuyla ilgilenmeyi seçen babaları görmeye alışıyoruz. Babalar her türlü teknolojiyi ilişkileri için daha çok kullanınca, çocuklarıyla aralarındaki bağ da kuvvetleniyor. Günün her saati birbirleriyle olan diyalogları artınca artık "En son babalar duyar," klişesi de yıkılmaya aday! Çocukların ailedeki özgürlük alanları genişleyince, çekirdek aileler yerini yeniden kalabalık ailelere bırakıyor. Baba evinden ayrılma yaşı da giderek yükseliyor. Amerikan Pew Araştırma Merkezi'nin yaptığı yeni araştırmada, babaların eve ekmek getirmelerinden çok, yol göstermesi, moral vermesi ve çocuklarının yanında olması isteniyor. Yaklaşık 10 aileden altısı, babalarının moral vermesinin onlar için en önemli şey olduğunu anlatıyor. Eve ekmek getirmek ise eskiden babadan beklenen işlerin başında gelirken artık dördüncü sırada. Çoğu aile, babanın evde olmasının çocuğun mutluluğu açısından şart olduğunu söylüyor. 10 aileden yedisi çocuklar yetişirken babaların onların yanında olmasının hayat boyu mutluluğu büyük ölçüde etkilediğini savunuyor. Yıllar geçtikçe babaların aileleriyle geçirdikleri zaman da artıyor. 1965'te haftada iki saatini çocuklarına ayıran babaların yerini, artık istatistiklere göre yedi saatini çocuklarıyla birlikte geçiren babalar aldı. Yani babaların çocuklarına ayırdıkları süre, tam üç kat arttı. Artık babalar da ev işlerinin stresini derinden hissediyor. Verilere göre kadınların ev işlerindeki ağırlığı yüzde 57, ancak eşleri çalışan babaların da katkıları yüzde 50'ye kadar yükselmiş durumda. Babalar da ev işlerinin kendilerine dayatıldığından yakınıyor. Babalar da artık evde kalmak istiyor. "Evde kalıp çocuk yetiştirmek ister misiniz?" sorusuna, çalışan babaların yüzde 47'si "Evet," yanıtını veriyor.
BABALIK, DOĞUM ANINDA BAŞLIYOR
Çocuk Gelişim Uzmanı Şenay Yılmaz bir zamanlar ders kitaplarında okutulan babalık kavramının kökten değiştiğini savunuyor. Yılmaz çocuk gelişiminin en önemli kuramlarından kabul edilen "Baba üç yaşından itibaren çocuk gelişiminde çok önemlidir," kavramının yerini "Doğum anından itibaren babalık çok önemlidir"in aldığını söylüyor. Hatta kadınların iş hayatında bu kadar aktif olmalarının sonucu, babaların annelik sorumluluğunu da yüklendiğini anlatıyor. Eskiden otoritenin sarsılmaz kalesi gibi duran babalık kariyerinde tek değişmeyen ise anneliğe bakış. Babalar araştırmalara göre hâlâ annelerin rolünün çocuk yetiştirmekte çok önemli olduğunu söylüyor.
Ufuk Sandık
Kızımla konuşurken emir kipi kullanmam
- "Babalık öğreniliyor, bir mezuniyeti de yok. Ben de babalığı öğrendim ve çoğunu kendim keşfettim. Babamın kurallarını uygulasaydım, bugün çok başarılı olamazdım."
- "Babamın taktikleri yerine, onun en yakın arkadaşı olmaya karar verdim."
- "Sıla ile konuşurken asla emir kipi kullanmam, diretemem. Bir şeyi ondan istediğimde uzun uzun anlatmam gerekir.
- "Birlikte dans etmekten, partilere gitmekten, tatile çıkmaktan çok hoşlanıyoruz."
- "Biz en yakın arkadaşız."
Sıla Sandık
Babamla sorunlarımızı whatsApp'tan çözeriz
- "Babam benim sırlarımı paylaştığım en yakın arkadaşımdır. Bugüne kadar hiçbir şeyimi saklamam gerekmedi."
- "18 yaşıma gelince ilk kez gece eğlenmeye birlikte çıktık ve şimdi onunla gezmeyi çok daha fazla seviyorum."
- "Birlikte baba kız olarak geçireceğimizi zannettiğimiz son tatilimizde o kadar eğlendik ki artık onsuz tatil yapmayı düşünemem."
- "Moralim bozulduğunda hemen ona mesaj atarım, telefonla haberleşmek bizi çok rahatlatıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, o an bana yanıt vereceğini bilirim."
- "Sorunlarımız olduğunda whatsApp'tan çözmeye başladık. Yazışınca çok daha rahat halledebiliyoruz. Bazen aynı evin içinde bile whatsApp kullanıyoruz."
Selami Şahin
Harçlığımı bile oğullarımdan alıyorum
Usta müzisyen Selami Şahin, oğulları Lider ve Emirhan ile hem baba oğul hem de artık iş arkadaşları. Pek çok baba oğul arasında, para ilişkisi babanın elindedir. Para otoritenin de simgesidir. Selami Şahin "Ben harçlığımı bile oğullarımdan alıyorum" diyecek kadar onlara güveniyor. Maddi konularda tüm kararları artık oğulları veriyor. Lider, babasıyla iyi dost olmayı başardıklarını söylüyor. Yeni albümün şarkılarının seçiminden kıyafetlerine kadar kararlar üç Şahin tarafından veriliyor.
BABAMLA DİYET YAPIP, TOPLAM 70 KİLO VERDİK
Beş kişilik Ekşi ailesi, hep birlikte aynı diyetisyene gidip ortak diyet yapıp birlikte kilo verdi ve bütün aile, toplam 70 kilo fazlalıktan kurtuldu. Babaları Şeref Ekşi bu konuda öncü oldu. Beş ayda 100 kilodan 95 kiloya indi, ama bütün bunlara aslında çocuklarına destek olmak için başladı. Bir gün kızını ayna karşısında ağlarken gören Şeref Ekşi, çocuklarını bu dertten kurtarmak istedi. Sinem 27 yaşında ve beş ayda 36 kilo verdi. 110 kilodan 74 kiloya indi. Çiğdem 24 yaşında. İki ayda 12 kilo verip, 78 kiloydan 66 kiloya inmeyi başardı. Fatih ise ailenin en başarılılarından biri oldu. 12 yaşındaki Fatih beş ayda 18 kilo vererek 70 kilodan 52 kiloya indi. Doktor Ayça Kaya'ya ailece giden Ekşi'ler porsiyonlarını küçültüp yeni tabak takımlarıyla daha hafif bir hayata başladı. Ayça Kaya çocuklarıyla birlikte diyet yapan babaların sayısının hızla arttığını ve bu diyetlerin çok daha başarılı olduğunu söylüyor.
Erhan Dünge
Bütün babalar doğuma girmeli
Milli voleybolcu Erhan Dünge'nin kızı Bade 17 aylık. Dünge de eşi henüz hamileyken onunla birlikte Bade'yi kucağına almaya hazırlanmış, dersler almış, dokuz ay içinde eşiyle birlikte aşermiş, sonra da doğuma girmiş. Şimdi kızını büyütürken eşinden rol çalıyor:
- "Eşimin hamile olduğunu ilk öğrendiğim andan itibaren doğuma gireceğime karar vermiştim. Böylesine mucizevi bir anı kaçıramazdım.. Bade'nin ilk çıkma anını ve o an yaşadığım duyguyu tarif etmek imkansız. Onun 'cıyak cıyak' ağlama sesini duyunca 'Şükürler olsun,' dedim. Bence her baba, doğuma girmeli ve bu anı yaşamalı. Bu duygu gerçekten harika!"
- "Eşim ilk zamanlar çok panik bir anneydi. Ben her zaman ona oranla daha rahat ve cesaretliydim. Bade'yi ilk ben yıkadım. Yemeğini ben yedirmekten hoşlanırım. Kızımla vakit geçirmek beni gerçekten dinlendiriyor; antrenmanların, maçların yorgunluğunu, stresini kızımla atıyorum."
Emre Gürel
Teknolojide onunla yarışamam
- "Teknoloji bağımlısı olduğumu itiraf edeyim, ama bu özelliğimi babamdan almışım. Benim babam teknolojiyi benden çok daha iyi takip eder."
- "Arkadaşlarımla birlikte vakit geçirmek yerine çoğu zaman babamı tercih ediyorum, çünkü biz çok eğleniriz. Galiba babam en iyi arkadaşım ve ben nadiren 'baba kararına' ihtiyacım olduğu zaman onu kullanıyorum. Ve yalnızca o durumda, baba olmasını istiyorum."
- "Babam otoriter ve klasik biri olsaydı eminim çok sıkılırdım ve ben olamazdım. Benim için babam korku figürü hiç olmadı. 'Odana git, televizyon yasak, akşam babana söylerim,' dayatmaları bizim eve girmedi."
İrem Gürel
Beni en son değil, ilk babam duyar
- "Babam benim çok çekindiğim bir arkadaşım. Ondan korktuğum için çekinmem, onu kırmayı, üzmeyi istemem."
- " 'En son babalar duyar,' derler ya benim her şeyimi önce babam duyar. Bizim aramızda sır yoktur, her şeyimi paylaşabilirim ve en eğlendiğim arkadaşım babamdır."
- "Bazen rollerimizin değiştiğini düşünüyorum. Gece geç kalır ve telefon açmazsa çıldırırım. O benim kıyafetlerime pek karışmaz, ama ben onunkine mutlaka laf ederim."
- "Ceza aldığım da oldu, bana bağırdığı da... Ama bunu otoriter baba olarak değil, benim dostum olduğu için yaptığını hissettiğimden ilişkimiz hiç sarsılmadı."
Aykut Gürel
Babam gibi hiç olmadım
- "Benim babamla aramda 60 yaş fark vardı, annemle ise 40 yaş. İkisi de eğitimciydi ve aramızdaki kuşak farkını hiç kapatamamıştık. Yanında bacak bacak üzerine atamadığım, sürekli 'siz' dediğim babamla aramızdaki mesafe hayat boyu kapanamadı."
- "20'li yaşlarda ilk kez İrem'i kucağıma alınca hayatım değişti. Önceliğim hep onlar oldu. 'Çocuğum da olur, benim hayatım devam eder,' sözüne hiç inanmıyorum. İnsan baba olunca artık hayatı birden değişiyor, ama ben bu sorumluluktan büyük bir zevk aldım."
- "Çocuklarım benim hayatımdaki en eski arkadaşlarımdır. Aynı şeylere gülebiliyoruz, aynı filmleri izleyip aynı tarz müzikleri dinleyebiliyoruz." - "Baba olarak onların karşısına bir dizi kuralla çıkmadım ve hayatta bir sorunla karşılaştıklarında onların yanında dostları olarak yer almayı tercih ettim. Ama anneleri de beni otorite modeli gibi kullanmadı, dostları olmayı tercih ettik."
- "Bizim evde kimsenin telefonu kapanmaz, herkes diğerinin nerede olduğunu bilir ama bu denetimden değil, paylaşımdan gelir. Artık üçümüz de birbirimizin en iyi ev arkadaşı olduk."
BLOGGER OLMAYI SEÇEN BABA
Cesur Doruk'un hayatı, kızı Nazlı'nın doğumuyla bir anda değişti. Eşi riskli bir hamilelik geçirince, hastaneye yatmak zorunda kaldı ve Cesur Doruk o gün başladığı blogu ile ödüller kazandı. Doruk baba olduktan sonra işi de değişti. Şimdi eşi dışarıda çalışırken o blogger baba olmayı tercih ediyor ve yazdıklarıyla sürekli okur topluyor. İşte onun cümleleriyle babalık: "Nazlı'nın doğumu, benim hayatımın dönüm noktasıdır. Finans işi yapıyordum. Çocukları severdim, ama birisi bana 'Sen beş yıl sonra bu işi yapacaksın,' deseydi inanmazdım. Belki Nazlı normal doğsa, bunların hiçbiri olmayacaktı. Bir erkeğin, bir babanın anlayacağı dilde hiçbir yerde bilgi bulamayınca, bulduklarımı da anlamayınca blog yazmaya karar verdim. Erkeğin dünyasından erkeğin anlayacağı bir biçimde anlatmaya çalıştım. Nazlı prematüre olduğu için çok hassas davrandık. Her şeyini yaptım. Altını ben değiştirdim, yemeklerini ben yaptım. Nazlı'yı sabahları okula ben götürüyorum, akşam yine ben alıyorum. Bazen ev alışverişi için birlikte markete, bazen de parka gidiyoruz. Benim en çok vakit geçirdiğim arkadaşım Nazlı. Kızım, blogumda kendisiyle ilgili yazılanları biliyor. Ama ben ileride 'Baba bunu da mı yazdın?' der diye, özenli davranmaya çalışıyorum ve her fotoğrafını bloga yüklemiyorum. Mesela aşıya gittiğimiz gün blogda babalara aşı hakkında bilgiler veriyorum. Blog, çok özel anlarımızdan ziyade babaları bilgilendirme amaçlı."