Başka başka hayatlar yaşayan kadınları anlattığım 40'ında 40 Kadın belgeselim yüzünden buradayım. Ankara Soroptimist Kulübü Başkanı Jale Diker, "40'ında 40 Kadın'ı Sincan Cezaevi'ndeki kadınlara izletmek istiyoruz, hayatı Sincan'dan içeriye taşımak istiyoruz. Ne dersiniz?" deyince çok mutlu oldum. Dileğim belgeselimle birlikte Türkiye'deki tüm kadınlara ulaşabilmek. Diğer cezaevlerinden de böyle bir istek gelse, koşa koşa giderim. Sincan Cezaevi Müdürü Ferit Çaydaşı'na bu imkânı sağladığı için teşekkür ederim. Soroptimist kadınlar, sadece cezaevlerinde değil, 18 şehirde, beş Toplum Eğitim Merkezi'nde yaygın halde çalışıyor. Sayıları 900'ü bulmuş. Latince 'Soror Optima' da 'iyi ve güzeli arayan kadın' demek. 2011'de 60. yıllarını kutlayacaklar. Amaçları, kadının statüsünü geliştirmek, yaşam kalitesini yükseltmek ve cehaletle mücadele etmek. Bütün kadınlara, ayrımcılık yapmadan ulaşmayı istedikleri için, 2000'den bu yana, Sincan Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile çalışıyorlar. Jale Diker, "Dışarıdaki kadınlarımıza, kızlarımıza hayata sıkıca tutunmaları için elimizden ne geliyorsa yaparken, cezaevinde bulunan, ama bir gün tekrar beraber yaşayacağımız kadınlarımıza da elimizi uzatmak istedik," diyor. Sincan'da bir gün duygu yoğun, hareketli geçti. Akşam olurken tüm kadınlar, mahkûmlar, gardiyanlar, hepimiz bir salonda buluştuk. Işıklar kapandı, belgesel başladı. Onlar filmimi izlerken, ben de onları izliyordum. Gözyaşı ve kahkahalar birbirine karışırken, anladım ki aslında ne orada olanlar tamamen suçlu ne de dışarıda olanlar tamamen suçsuzdu. Not: Bugün 40'ında 40 Kadın kitabımın imza günü için saat 12.00-13.00 arasında TÜYAP Kitap Fuarı'nda olacağım. Filmi izlemek ve sorularınızı cevaplandırmak için...