Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ''SAAB'ı bir marka olarak alıp bunu bir avantaja dönüştürmek isteyen firmalarımızın konuyu iyi incelemeleri ve buzdağının altında ne olduğunu da görmeye çalışmaları lazım'' dedi.
Çırağan Sarayı'nda düzenlenen ''Türk Asansör Sektörü ile İnşaat Sektörü Buluşması'' toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin ''İsveçli otomobil firması SAAB'ın iflas başvurusu yaptığını, Türkiye'den SAAB'ın satın alınmasıyla ilgilenen firmaların olup olmadığını'' sormaları üzerine Ergün, SAAB'ın iflasını istediğini, satış aşamasında dünyanın değişik firmalarının SAAB'la ilgilenebileceklerini kaydetti.
Ergün, Türkiye'den de bazı kişilerin SAAB'la ilgileniyor olmasının normal olduğunu, ancak hükümet olarak SAAB'ı almaları şeklinde bir olayın söz konusu olmadığını, Türkiye'deki ekonomik modelin bunu içermediğini kaydetti.
Otomotiv sektöründeki firmaların SAAB'la ilgilenmelerinde dikkat etmeleri gereken hususlar olması gerektiğine işaret eden Ergün, şunları söyledi:
''Çünkü bu tür durumlarda, yani iflasa doğru giden firmaların markaları ve teknolojileri transfer edilmeye çalışılırken, ortada bir borç yükünün ve karmaşık ilişkiler yükünün de olabileceğini görmeleri lazım. Bir buzdağının üstü vardır bir de buzdağının altı vardır. Eğer ilgileniyorlarsa, buzdağının üstü kadar altıyla da ilgilenmeleri icap eder.
Firmalarımızın, SAAB'ı bir marka olarak alıp bunu bir avantaja dönüştürmek isteyen firmalarımızın konuyu iyi incelemeleri ve buzdağının altında ne olduğunu görmeye çalışmaları lazım, Ben ne olduğunu bilerek söylemiyorum, ama bu tür olaylarda her zaman buzdağının altında görülenden daha fazla sorunlar olabilir. o sorunları da görmelerinde fayda var diye düşünüyorum.''
Bakan Ergün, başka bir markalaşmış ürünün komple satın alınmasının onun markalaşma avantajından yararlanarak bir başlangıç yapılmasının da bir seçenek olabileceğini bildirdi.
''SAAB'ın satın alınması konudaki görüşümü daha önce açıkladım''
Böyle bir satın almayı hükümet olarak yapacak olsalar, şimdiye kadar bir otomobil fabrikası kurabileceklerini dile getiren Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kendi tasarımımızı yapardık ya da birisine kamu ortaklığı teklif ederdik. Bizim hükümet olarak otomotiv sektöründe böyle bir adım atmamız söz konusu değil. Biz özel sektöre Türkiye'deki fırsatları otomotiv sektörünün bizim yan sanayimize olan katkısını bunun nasıl Türkiye'de büyüme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor ve bunun için gerekli olan teşvik mekanizmalarını oluşturuyoruz.
Ben SAAB'ın satın alınması konudaki görüşümü daha önce açıkladım. Tabii ki SAAB'ı kalitesiyle, teknolojiyle, elbette söyleyecek bir şeyimiz yok. Ama dünyada çok yaygın bir marka değil SAAB. Belki şu andaki iflas sürecindeki bilinirliği, üretim sürecindeki bilinirliğinden daha fazla oldu. Yani markalaşma yolunda bilinirlik önemliyse iflas eden bir şirket olarak bilinmesi daha ön planda oldu.''
Bakan Ergün, daha önce AA'ya yaptığı açıklamada, SAAB'a ilişkin, ''Bu marka dünyada tutmuş bir marka değil ki, ne tutmuş, yani SAAB'ın dünyadaki potansiyeli nedir? Türkiye'de kaç tane SAAB görüyorsunuz? Gördünüz mü? Yani bin tane var mı Türkiye'de SAAB marka otomobil? Dolayısıyla, İsveç'te markalaşmasını, dünya çapında markalaşmasını oluşturamamış bir markanın satın alınmasının bize çok büyük bir katkısı olacağını ben şahsen düşünmüyorum'' görüşlerini paylaşmıştı.
Yerli otomobil
Türkiye'de üretilecek yerli otomobildeki son durum hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ergün, ''Yerli otomobil konusunda olumlu gelişmeler var onu yakında kamuoyuyla paylaşacağız'' dedi.
Bir gazetecinin önceki gün Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç'la, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinde yerli otomobilin gündeme geldiğini aktarması üzerine de ''Bunu siz kendiniz söylüyorsunuz, kendiniz inanıyorsunuz. Ben orada yoktum. Herhangi bir açıklama yapılmadı. Dolayısıyla siz Rahmi Koç'la Başbakanımızın bir araya geldiğinde 'olsa olsa bu olur' kanaatini oluşturdunuz. Bunu konuşup konuşmadıkları bile belli değil'' cevabını verdi.
Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifi
Bakan Ergün, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifinin Fransa Meclisi genel kurulunda oylanmasına ilişkin de şunları kaydetti:
''Fransa'da Ermenilerle ilgili bir tasarının parlamentoda gündeme gelmesi, Fransa'nın iç siyasetinde bu tarihi konuları nasıl kullanmak istediğini önümüze koyan bir gerçektir. Onun için tarihi konuların parlamento konusu olmadığını Fransa'nın iç siyaset malzemesi olmasının Fransa'ya da Türk Fransız ilişkilerine de ciddi manada zarar vereceğini kendilerine ifade ettik, her düzeyde. Bizim toplumumuzun ve ülkemizin bu konudaki hassasiyetini görmeleri lazım. Bu hassasiyetleri eğer dikkate almaz, sadece iç politikada bunu malzeme olarak kullanırlarsa özellikle bizim toplumumuzun tüketim eğilimlerinde bunun yansımaları olur.
Bunu görmek lazım. Belki ülke olarak bir ambargo politikası, uluslararası anlaşmaları ihlal gibi bir yaklaşımımız olmaz, ama nihayetinde kuralsız davranan siyasi malzeme yapan yönetimlerin de bizim ülkemizde toplumda meydana getireceği rahatsızlıkları dikkate alması lazım. Tabii ki bunun siyasi yansımaları da olur, siyasi ilişkilere de birçok olumsuz katkısı olacaktır. Umarım Fransa yönetimi bu konuda sağduyulu bir adım atarlar, bu yapmak istedikleri işin ekonomik ve siyasi ilişkilere nasıl zarar vereceğini görürler. Nihayetinde bu Türkiye'ye zarar vermekten çok Fransa'nın imajına dünyadaki diğer ülkelerle olan ilişkilerine de olumsuz etki edecek bir tablo olur, bunu görmeleri lazım.''