İç politikada son günlerin tartışla konusu olan "Sivil faşizm" iddiaları için ne diyorsunuz? ERDOĞAN: Tek parti diktası diyorlar... Sivil faşizm diyorlar... Ey Baykal ve yandaşları böyle bir durum varsa, AK Parti'nin oyları yüzde 26 artıya düştüyse, zil takıp oynayacağınıza, sivil diktadan bahsediyorsunuz. Oyumuz 26 veya daha aşağıya düştüyse CHP ile MHP'nin toplamı 40'lara varır. Durum böyle ise niye ağlıyorsunuz. Seçimlere kalmış 1.5 sene. Daha yükselirsin. Halk seni seçer. Millet getirirse iktidara gelirsin. Ama iftiralarla bir yere varmak mümkün değil... Bu ülkede demokrasinin çıtası yükseldiyse bu AK Parti sayesinde oldu. Konuşulmayan çok şey AK Parti ile konuşulur hale geldi. 7 yıl, 8 yıl, 10 yıl öncesine gidelim, köşe yazarlarına kimler müdahale ediyordu? Olağanüstü hali bir kenara koyamayız. Nereden nereye geldik. Güneydoğu'da vatandaşlarımızın birçok müktesabatı nasıl kazandığını biliyoruz. Roman vatandaşlarımız kimsenin gündeminde değildi. Biz girince MHP hazırlığa girişti. Günaydın. Düne kadar Roman yok muydu? Ben daha önce "Kürt sorunu" diye de açılım görmedim. 2005'te Diyarbakır'da "Kürt sorunu"nu telaffuz ettim. Şimdi "Milli birlik ve kardeşlik projesi" azınlıkları da, Alevileri de, Romanları da kapsıyor. İnşallah bu alanlarda sonuçlara gideceğiz. Alevi Çalıştayı'nın 28 Ocak'ta finali olacak. Bir rapor hazırlayacaklar. Hayata geçirmek için çalışmalar yapacağız. Genelgeyle yapılacaklar, yasayla yapılacaklar, anayasa değişikliği ile yapılacaklar şeklinde öncelik sırasına göre çözümler üreteceğiz.
ROMANLARA ÖZEL YERLEŞKE
Romanlar için de durum böyle. 40 küsur ilde yaşıyorlar. Yerleşik düzene geçmeleri için özel idareler, belediyeler ve TOKİ çalışıyor. Onların yaşam alışkanlıklarına göre yerleşkeler yapılacak. TOKİ proje hazırlıyor. Süratle yapılaşma olacak. Bazı belediyeler arazi verebileceklerini bildirdiler. Bir Roman çocuğunu okula gönderdiğinde bazı yerlerde, diğer veliler çocuklarını o sınıftan alıyorlardı. Bu bir zulümdür. Ortadan kaldıracağız... Roman vatandaşlarımız şimdi okul lafını duyunca çok neşelendiler. Okulları olacak, alışveriş yerleri olacak, sosyal mekanları olacak. Topluma kazandırılacaklar.
Referandum süresini kısaltmayı öngören anayasa değişikliğiyle amacınız ne?
ERDOĞAN: Bu tür düzenlemeleri 120 günden daha kısa sürede, süratle yapabilmeliyiz. Türkiye referanduma alışsın. Bizde referandum zor oluyor. Geçmişte referandumlara pek başvurulmuyordu.
BDP'nin söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
ERDOĞAN: DTP ile aynı yanlışlara düşülmeden, demokratik parlamenter sistem içinde, temkinli, ihtiyatlı olarak bu çatı altında siyaset yapmalarını isterim. Bu çatı altında demokratik hakları ciddi manada var. O kürsü çok imkan veriyor. Orada bir çok şeyi söylediler. Farklı bir yerde farklı şekilde söylemler arzu edilmeyen neticeler getirdi. Hep söyledik, tüzel kişiliklerin kapatılmasına karşıyız. Kişi suç işlerse cezasını ödesin. Kalkıp da otobüsü cezalandırmanın anlamı yok.
'BİZ ZATEN O YERDEYİZ'
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in açıklamalarını izliyor musunuz?
ERDOĞAN: Önce zehir zemberek konuştu, ertesi günü geriye sardı. Şık değil, çirkin. Ben, "Sen siyasetçi değilsin" demem, "Asla siyaset yapamaz, kanaat belirtemez" demem. Çünkü seçimle geliyor. Ama siyasetçinin ne dediğini iyi bilmesi lazım. Konuşurken ahlaki ölçüler içinde kalması lazım. AK Parti'nin bölgede yaptığı çalışmalar var, 80 yıl içinde yapılmamış yatırımlar. Görmezlikten gelmek hiç yakışmaz. Baydemir bizden önceki iktidarlar döneminde belediye başkanı olsaydı, eline para geçmezdi. Bu kadar borçlu... Parasına el konurdu. Biz geldik "Yüzde 40 kesinti, yüzde 60 belediyelere gidecek" dedik. Hiçbir parti ayrımı yapmadık. O parayla iş yapabiliyorlar... Baydemir'in son çağrısına gelince, "Biz zaten o yerdeyiz"...
DAR KAPSAMLI DEĞİŞİKLİK
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin 10-12 maddelik Anayasa değişikliği paketinden söz etti. Böyle bir çalışma var mı?
ERDOĞAN: Siyasi partiler, yasa ve anayasa düzenlemeleri yapmakla mükellef. Anayasa değişikliğine Türkiye'nin ihtiyacı olduğu kaçınılmaz. Ama şartlar böyle çok detaylı değişikliğe imkan vermiyor. Konuyla ilgili çalışmalarımız 2007'de başladı. 14 Mart süreciyle kesintiye uğradı. Bu çalışmalarımızı sürdürdük. Şöyle adım olacak dersem yanlış olur. Bir hazırlık mevcut. Toplumdan talep geliyor, konsensüs parlamento içinde olursa... Baykal'ın anladığı anlamda konsensüs değil, uzlaşmada ne anladığını bir türlü açıklamadı. Yüzde 100 uzlaşma olur diye bir iddia içinde değiliz. Uzlaşma yönünde çaba gösteririz, kim uzlaşma adımı atarsa, biz de atarız. Daha önce "Anayasa değişikliğiyle ilgili uzlaşma komisyonu oluşturalım" dedik. CHP üye vermedi. Anayasa değişikliği dar kapsamlı olur. Geniş olmaz. Muaccel olması gereken çalışma gündeme gelebilir. Meclis'i günlerce meşgul edecek paket olmaz. En basit değişikliklerde bile çalışmaları kilitliyorlar. Madde sayısı az olan bir anayasa değişikliği yapabiliriz.
Türkiye milletvekilliği gündeme gelebilir mi?
ERDOĞAN: Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları'nda değişiklik konsensüse bağlı. Hangi konuların gündeme geleceğini diğer partilerin yaklaşımı belirler.
2010'da ekonomi için nasıl bir perspektif görüyorsunuz?
ERDOĞAN: Finans sektörümüz krizden etkilenmedi. İşsizlikte bile oranlara baktığımızda en az hasarı biz gördük. İşsizlik 10.7'ydi biz göreve geldiğimizde... Ekonomik göstergeler 2010'da yükselmeye başladı. Son çeyreğin rakamları açıklandığında bunu göreceğiz. 2010 yılı büyüme tahminiz mütevazi. Yüzde 3,5. Ama ben bunun üzerinde olacağına inanıyorum.